Bir Gülümseme Şenliği
oturuyoruz
başka bir hayatın tuşlarına dokunarak bana soruyor yıldızlardan daha uzak ne var şu bardak diyorum olmaz tuttuğum olmaz diyor daha uzak ne var sen diyorum ben mi konuşuyoruz ya peki diyor daha yakın ne var yıldızlar gezegenler alev taşları var gülüyor küçük yaramaz anladım ateşin var duvar mavisini biliyor bende biliyorum yaralanmış yorgunlukları ile geçmişi hatırlatıyor detayların başı döndükçe bu hatır daha ileri gider de eğer cevap vermez olursa benim değil mi desene dünler öldü hayat anlık duyumsama ile sıralı biraz sonra deyip ardına bakmadan gidiyor pazardan pazara kısa bir ara uyandınız ne güzel değil mi ellerini iki yana açıp esnemek ve görmek perdedeki o ilk kırışıklığı rüzgarın tonuyla yıkamak kulaklarını ve tekrar uyuyup kalmak uzatma haydi kahverengiyi parlattım siyah ve ütülenmiş bir pantolonun var yığınlar içinde çekilmiş binlerce kelime ayaklarımızdan tutuşur gideriz ellerimiz izin verirse verecek tabi buyur sana yazıyorum hafif bir merdiven uyduruyorum kucaklayan şehre açılsın güller koridorundan var kapıya mutlu ve kısa tut zamanı geçmesin yüzün aynı kalsın uzasın saçların yıllarca hak ediyorsun bu kısa bakışta onca övgüyü su getir ayı öp yıldızları uyut beni sev sevdikçe yansıyan sevgimi sev uzak deme sakın eğer dokuna biliyorsan ışığa gerisi ihtimallerin kendi sancısı. |
en azından ben öyle duyumsadım, tebrik ve sevgilerimle şairim...