mehtapta seninle
Ben istersem dudaklarına dışardanda uğrayabilirim
Olmadık bir anında mevsimin Ay düşer gibi kutsal sığınağına tüneyip Şark çıbanı yıldızlardan şiir damıtırım Islatabilirim yüzünü İçimde buğulanan hayâl sülüs bir çizgidir Gök şadırvanlarının sesine yontulur Düşlerimi eteğinden tutarak Gözlerinin tılsımına sığınırım Bendeki ateşleri doğuran güneşim İlk hilal gibi incelirim yahut Kıvılcım saçarak kendini astığı bulutlarda Sustalının ağzında oturup Sevdasını mafsallarına gömen Aşkı rüzgârla yaşayan Dudaklarından köpük yerine kan düşüren Dilinin altında sözlerin denizini biriktiren Yâr feneriyle görünen gölgeyim Yollarına çıkıyorum korkuyor Fatiha okuyorsun’da Biteviye konuyorum avuçlarına Öyle amin diyorsun Böğürtlen sevinci yaşıyor dudaklarım Masumca: Halime gülüyor zevâl vakitlerin gözcüsü Ekmek kokusu sarıyor semayı Benide sağanak sağanak deniz kokusu Anka kuşu olup dolanıyorum kendi evrenimde Hangi rüyayı kuşansam: Melâlin Gül açar gibi göğsüm üzre kuruluyor Tenimde deniz dolaşıyor Bulutlar derviş devşiriyor Ellerinde orak önlerinde toprak Ve yunus diliyle gümbürdüyor hallâc-ı mansur Belki ince bir buse yontulurda bakışlarından Dudaklarımın kıyısından yelken açılır Utancından kuruyan, ağaran sulara Biraz vahşi: biraz duru Dudaklarım buluşur kalbinle saçakların altında Sonbahar esrimesi güller arasında Cennet şavkıması başlar Dudakların çağırmasada Dişlerinin hüznünü okuyorum yâr Nehirler geçerek tahta köprülerden Yüzüm/suyu hürmetine En güzel gülüşün sürülüyor alnıma Güveylik giyiniyorum hürmetine Artık vakit dört nala arşa çıkıp Gül kokulu uykulara dalma vaktidir Dudaklarım dolaşsın buğulu kıyılarında Muhatabına armağandır. |
ne kadar güzel
ve ne kadar estetik, duygulu
ruhu sevda
saçları hasret kokan bir şiir
hangi bölümü kopyalasam
diğeri incinir
hani okudukça başa döndüren
öyle güzel bir şiir ki şimdi okuduğum
her şiirini hayranlıkla okurum
fakat bu başka,
bambaşka güzeldi
tebrik ve teşekkürle değerli kardeşim
selam dua ile...