YÜREKTE BİR KIRLANGIÇuçurum ellerimde aklıma sarp yamaçların gelir birdenbire uçurumu gökyüzüne kaldırırım, dağlar olur. dağlarımda kekik kokar, menekşeler açar dilimde düşülecek hasretten korku, akar ha babam akar. eğer öleceksem şimdi derim, dağlar gibi ölmeliyim doğmadan üzerime bir başka bahar …. bir yudum su gibiydi dudaklarım, güneş yanığı kırlangıç kuşu uçar içerimde mevsim eylüldür, göç yollarımda kılavuzdur bir kaçağın tuttuğu aynadan güneş düşer kanadına nasıl aydınlık olur anlatamam, anlatmaya çalışsam da şimdi bütün kapılarının tutulma zamanıdır yüreğimin beynimde kan deposu, giriş çıkış yasaklanmış artık hiç yararı olmaz ki düşündüklerimin … namlunun içinde son mermi, bir ileri bir geri gece vurur gecelerimin içine kırlangıç, kanadını son kez çırparken yüreğimde geceyi gökyüzünden koparsam, günü yakalayamadan. boşluklarımda susuverse karanlıklar, çığlıksız. olmuyor desem çıkarsam başımı dışarı, yuvarlanıp düşeceğim uçurumun tam dibinde ve ellerinden en uzak kendi halimde ve anlatılmamış bir ölüm gibi öleceğim … isyan beynimden taşmış, yollarım yaprak denizi ve sen, düşlerimde inat mahmuzu sürer gibi atını dört nala üzerime bu mağaranın yazılmamış duvarlarında okunmamış çizgiler yarının tarihine boş satırlar olup düşmesinler şimdi yanmakta son çobanın ateşi en derin vadilerde körebesi soyunmalar gibi bir kavalın nefesinde, dinle bak, ilk yaprakların sesi bu sevişirken sabah esintisiyle … fırtınalar bile bilmiyor ki şimdi nerede saklanıyorum CEVAT ÇEŞTEPE |
fırtınalar bile bilmiyor ki şimdi nerede saklanıyorum
uzungemici
enkazdan çıkmış bir hurdanın serinliği gözlerimde, yansımaz bakışıma talan olmuş gül bahçelerim ki benim gözlerim güllerimin ilk tomurcuk halinde gizlidir,
üşüyor satırlar boyu ellerim, dokundukça renge soluyor yüreğim, çoğalırken şiirler azalıyorum içimde, fırtınalar bile bilmiyor ki şimdi nerede saklanıyorum.
Tebrik ediyorum uzungemici, şiir eenfesti.