KADIN VE HÜZÜN...son gecede düşen yağmur........... kadının ezberindeki acı çalıyor gecenin kapısını sisli siyahlar içinde dövülürken aşk bir anda sözcüklerin bulutlarından yağıyor şiir arkasına sakladığı geçmişten birikenleri çatı katındaki ağır küflü anılara saklıyor kadın boğuk kelimelere takılı kalmış yüreği bir anlık gözyaşıyla ağrıyor aklının çürümüş güllerinde son bir liman çığlığı çarpıyor kulaklarının uzağına son bir ağaç budanıyor aklının arka bahçesinde yorgun çocuklar gibi dökülüyor saçlarından acı ve kadın içinden geçen vapurlara büküyor boynunu.............. duvara yapışmış reçine/de sarımtırak bir hayali seviyor gözleri bir çocuğun düşünden sardığı sevinçleri toplayarak reçinenin yapış yapış yüzüne serpiyor kırılgan tebessümünden havalanan unutulmuşluk hiçbir fotoğrafa düşmeden uzaklaşıyor bilmediklerine kadın bir kelebeğin ömründen açıyor pencerenin camını ve bir günlük hayalin en içli yerinde ağlıyor uzun bir havanın ellerinde...... şarkılar var plakların tozlanmış göğsünde bağlaçlar kuran bestelerde ayrılık ırmakları virgüllerde doğaçlama sevdalar barınıyor kadının baktığı yerde elinin avucuna dolan rehindeki umutları sımsıkı bilinciyle kavranmış beklediği birinin geleceği güne saklanıyor ağır toprak kokusunu çekerek asılsız ihbarlar içindeki hasretine birden irkiliyor göz ucuna düşen rengarenk mevsimden doğrularak yağmura dualar ediyor yüzünde koşan çocuklar bir pervanenin etrafındaki lunaparkta kuruyorlar hayalleri aslında büyüyor ruhunda bir hayat ama o bunu görmüyor kadın daha ay büyümeden ve gece kendinden geçmeden gökyüzünün koynuna uzanarak yıldızları örterek anılarına yeniden doğacağı güne yumuyor umutlarını................ kadının sesinden acılara giden bir yol aralanıyor yalnızlığa............. |
Hüzünlü kadını mutlu kadına çevirmek yürekli adamların işidir.Saygılar