Köy Düğünü 13- UrbaHİKAYE DEVAM EDİYOR ANCAK BİZİM KÖYDE OĞLANIN (EVİ-YERİ AYRI İSE) ANA-BABASI VE KIZIN BABASI YA DA İŞ BİLEN İSE ANASI YALAVAŞ BAZARINA GİDER İLAZIM GELEN NE VARSA ALIRLAR VE GİZLİLİK İÇİNDEDİR.. NİŞANDA BİR ELBİSE BİR KAFALIDIR.. SONRALARI 1-2 BİLEZİKTİR BU.. O DÖNEM YÜZÜK BİLİNMEZDİ.. İP DÜĞÜMLENEREK ALINMAYA BAŞLAMASININ NİŞANLA ALAKASI YOKTU.. ZATEN OĞLAN GENELLİKLE ASKERDEN GELMEK ÜZERE DE OLSA KIZLAR 15-16 FALANDI.. AMA KÖYE İP-YÜN BOYAMAK İÇİN GELEN HACİ HALLİL AĞĞA’NIN HEKAYESİNİ DEYVİREYİN.. ALLAH RAHMET EYLESİN.. Bıkkanın Halil harman önü düvenciler gelirdi, eksik çakmak taşlarını tamamlayarak, düvenleri tamir ederlerdi semerci havut otunu[1] uzun çuvaldızlarla sıkı sıkı dikerdi, boyacılar her kazana ayrı renk koyup renk renk boyarlardı gelin tacı olacak tavuk tüyleri ıstarda heybe, yün yastık olacak yünler yumak, gelep yün ipler kazanda kaynatıldıktan sonra çelenlere sererlerdi o günlerde çalılıklar, çelenler, taşlar hatta eller mavi, kırmızı yeşil renk - renkti "-Sücülü’lü Bıkkanın Halil artık hacı, ha! Hecaza[2] getmiş garısıynan hac’ıda arkadaş olmuşlar Yalavaşlı bi basmacıynan[3] devrisi yıl[4] bizim Sücüllülü kökboyacı Hacıağa oğlan everecekmiş, çekilip varmış.. gapısını çalmış.. hacı arkadaşını zeyaret etmiş dünürüynen, geliniynen oğluynan Yalavaşlı bunnarı görmeden daha en yünsek mertebeden “-vayyy aleyküm!! es-selam ehlen ve sehlen koşun çocuklar goşuunn.. çay söyleyin hacı amcanıza, dünüürbubanıza davşan ganı ossuuun amman ha! gardaşıımm.. gözeler gözeli i(n)san Hecaz arkideşim Ahiret gonşum teşrif etmiş mekanımıza adımına nur yağsın, hamd-ü senalar ossun inşaallahu Teala Allah Rabbim Tealallah bin gatından i(y)razi ossun” Halil Ağa "-hacım şu kaça" dese hacı"-yau sana ne oluyo kes oğlum ondan om-beş metiro” Halil Ağa “-okuluk” deycek olsa “-oğlum ayır ordan ikkiyüs parça” iççamaşırı, dış çamaşırı örtüsü, çarşafı, dastarı[5] peşkiri, tülbendi, şarpısı papbası, çorabı, gelinliği, fanilası hamam havlısı, şampiyonu°, kınası takunyası, sabını, meşrupası[6] cukcuğu[7], bardağı altılı pasda dakımı bizim Hacı Halil Ağğa susmuş hacı basmacı coşmuş; gelingıza[8] sormuş damada, hacı hanıma, dünüre, dünür hanıma keşmiş, biçmiş, yığmış tezgaha bazılarını da sarıp sarmalayıp “herkeşe teş(h)ir olmaz, sadaca mühim doslara tafsiyye” ettiklerini de yan tarafa göz alıcı ne varsa, desteleyip, sarmalayıp, paketleyip koymuş gözleri felfecir[9], dili “ha-şa” “sümma(ha)şa” okumuş “-gaynanaya fistan[10], gaynataya gömlek hacıhanım apla’ya ma(h)sıs dastar, çar, fistan, önecek[11] hacım sana da illa bi dakım elbise gerek” lazım olan-olmayan aklına ne gelirse bebelere, gayınnara, görümcelere, baldızlara yakınnara, büyükannelere, evlerdeki dedelere “el içine çıkılacak Hacım, lazıma baha ermez” “-ehemmimi, mühimime tercih etmek ilazım” işimize gelse de, gelmese de” ………. [1] havut otu: hasır, hasır otu [2] Hicaz: Müslümanların Hac bölgesi [3] basma: pamuklu bez, basmacı:manifaturacı [4] devrisi yıl : ertedi yıl devreden yıl.. müteakip yıl [5] dastar: Sücüllü’ye özgü beyaz pamuklu dokuma baş örtüsü, çember ° şampuan [6] meşrupa / maşrapa: kulplu tas, su tası [7] cukcuk: sürahi (su boşaltırken cukcuk diye ses çıkardığından olmalı [8] Gelingız / gelinkız : gelin olacak ya da yeni gelin olmuş kişinin nişanlısı ya da eşinin ana-babasına göre adı [9] velfecir: göz, (kurnazlıkla) ışıl ışıl parlayan göz [10] fistan: kadınların (omuzdan ayağa kadar uzunlukta) giydiği tek parça basma entari [11] önecek/önlük: belden aşağı önü kapatan(60x90) düz çizgi işlemeli dokuma. devam edecek efendim.. |
hacıhanım apla’ya ma(h)sıs dastar, çar, fistan, önecek[11]
hacım sana da illa bi dakım elbise gerek”
lazım olan-olmayan aklına ne gelirse
bebelere, gayınnara,
görümcelere, baldızlara
yakınnara, büyükannelere,
evlerdeki dedelere
“el içine çıkılacak Hacım, lazıma baha ermez”
“-ehemmimi, mühimime
tercih etmek ilazım”
işimize gelse de, gelmese de”
Güzel di şiir üstadım severek okudum
Yüreğine kalemine sağlık
Yüreğin susmasın üstad
____________________________________Saygılar