Kendine Doğru
havada
bırakıp gitmiş kendisini gölgeli saatler gelince uyku yapraklara sevda şarkıları söyleyip uzunca başka bir uyku sevindi dalları yerlere kadarmış kendine çekip içine doğru kıvrılmak bir gök yüzü bulmuş gibi yeniden ve oraya bulutlar mavi sesler asmak kendi kalbinden geçen sarı susmaz ki sarı bir tarla uçsuz bucaksız bir tokluk kayıp şarkılar oyunu incindiğinde tutkulu bir böcek gibi ağlayabildiğin üzüldüğünde ve o karanlık alçaldığında sığınmış ellerini beyaz güvercinlere anımsatan toz duman kanatlar senin yüreğin öpülürken binlerce yıl yüksekten hiç özlediğin bilemezsin parmağınla eşelerken toprağı başını diken solucanın hangi canını sana sakladığını hangi mezarın ölüsünden selamlar fısıldayıp kıvrandığını bilemezsin. |
Farklıydı yine , düşünmeli...
Dostlukla