Efendim Mecit efendiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ÜZÜLME YOKSUL DOSTUM
Bir atımlık barut vardı, tefekkürle yoğurdum Atar atmaz haber geldi; dediler "tam isabet" Meşakkatli, hayli zordu; sezeryanla doğurdum Söz! Bir daha düşmem güne; üzülme, idare et. Sebep ne ki ağlamana, ya da feryâd figana Denk geldi say yokluğuna, olmadığın bir âna "Dostum" demen bana yeter; bedeldir bir cihana Gönderme hemen sürgüne; çektirme hiç esaret. Şiir diye bugüne dek ne yazdıysam toplasan Bir tek gram altın etmez, altın ile kaplasan. Sesim çıkmaz, "bedel" diye, hançerini saplasan Bu son hatam, olmaz yine; nerde bende cesaret. çok önceden uyarmıştım; dinlemedin, "gel" dedin Gelmez isen yaş dökerim, yollar olur sel dedin Allah bilir, dudak büktün, nasıl olsa kel dedin :)) Say ki bu dert ihtar sana; günahına keffaret. Yatma öyle perperişan; her gün yeni gün doğar Durumun çok vahim sanma; umut yeisi boğar Aç elini Hakk’ka yakar, belki kurdela yağar Kavuşursun sen de üne; varsa şayet maharet. Bana sorsan, inci gibi, yazdığın her bir dize Aldırma sen bencileyin, burnu uzun densize Yönetimle konuşurum, yakında çıkar vize Ödülün konur önüne; biter elbet bu hasret........ Mecit Aktürk
|
usta kaleminizi alkışlıyor saygılar sunuyorum...