KENTİN GÖZYAŞLARI................kış bastırdı şehir yüreğime gizleniyor şimdi............. büyüyor sanırım artık kentin yüreği asfalttan aşklar eğilirken iğde yapraklı umutlara kim/bilir kaç yorgun dolunay geçiyordu caddeler arası susmalar/dan artık tütün ağacının buruk mevsiminde durgunlaşma vaktidir gölgeler yoksul birer gitmeler yaratırken doğaçlama tutanaklarda anlaşılan her yalnızlık kıvrılarak limanın gözlerinde yatıyor sessizce........ birden yağmurun özlemi kavrıyor hüzzamdan çiçek tozlarını çocuklar pamuk şekerlerde kuklalar hayal ediyor arsız afacan sabahlarda toplanan duygular ak bir mintanda havalandırılıyor damlarda hey yüreğinde gökyüzü yıkanan kadın şimdi martılar sığınmacı bir çığlıkla gelip duracak pencerenin gülüşünde aşağı yukarı susamış bir gece gözlerindeki ırmaktan doyacak ansızın kimliksiz bir aşkın yıkılmış sureti koşarak uzaklaşacak boş çerçevenin içinden ve istemeden son bir şarkıyı asacak kentin bestecisi................... neden ağlıyorsun gecenin barınağı gözlerin neden bu kadar rutubet sağıyor karanlığa halbuki ben kendimi ihbar ediyorum yaşlı dilencilere ardıma kadar yırtılan bir hayatın umutlarında arınıyorum neden ağlıyorsun neden gözyaşlarında ısınıyor maviler ne olur yüreğinin sürgününden selamla artık şu şehrin ölülerini birazda ağar bir mevsimin kozalakların/da ara umudu................... ve eski bir hikaye anlatılır nemli sayfaların aralıklı hüznünde uyanır şehir yitirilen onca kalabalık aşkın yalnızlığında utanır çırılçıplak sokaklar artık yüreğine akşamları asmanın zamanıdır hoşça/kal ıhlamur kokulu sevgili ve merhaba yosunlar arasından beni çağıran.................... istiridyeden mutlaka çıkacaksın bir/gün........... |