Amfi teatrNe zaman görsem havalanıyorum füze hızıyla yapışıyorum tavana sonra yine yerdeyim zınk olacağı buydu ayağım yere basıyor bin parça oluyor bölünüyor dağılıyorum toz şeker misali insafsız yer çekimi oysa havalanmalıyım yerden kesilmeli ayağım her gördüğümde insan isterse bu durumda olan birini toparlamaz mı dostça birini görüyorum amfiteatr’da meğer değilmiş miyim ben görmek karanlıktan kurtulup kavuşmak gün ışığına o o işte yine orada salon alkıştan kırılıyor aşk’ın bilmem kaçıncı basamağında Yürüyorum insan olmaya akıl şeytan kalp melek bile bile bilerek olur mu ki ihanet özür dilerim kalbim emanet yine de aklım sana o orada o yaratıcım diyerek ben bildim iman ettim kaç kere kaç kereler sana döndüm döndüm kalbim döndüm yüz sürdüm tavaf ettim yaratıcım orada diyerek kaç kez günü batırmışım yalnız ve ağlamaklı şaşkın büyülenmiş ve yorgun sus kalbim sus yorma beni nedir bu heycanın bu yükselişin bu mücrim misali titreyişin bu yok oluş onunla hemhal oluş ahh yer çekimi dünya tuzağı birden bire kararıyor gözüm ve zınk yine yerdeyim başım dönüyor bu kez başkayım başkalaşıyorum demek böyle mi oluyor sevmek paralanıp paralanıp ölememek hiç bir yere sığamamak havalanıp havalanıp sonra yine akıbet çakılmak yere bir bahçe ve beyaz bembeyaz çiçekler serpiştirilmiş bir yol o yoldan geçeceğimi bilmişler gibi beyaz çiçekler ve ve kirlenmemiş bir aşk yani sere serpe yani yerle bir yani platonik o gün gelecek mi ne oldu ki bana onu tek diğer her şeyi çift görüyorum özür diliyorum kalbim yine de aklım sana emanet Yüksel Nimet Apel 17/Kasım/2013/Pazar/Bodrum |