Yarasalar
Bir gece ıssız bir sokakta görülürsünüz
gören bir kedidir ya da yarı aralanmış bir perde ne geceyi yırtan cızırtılı bir plak bir eski gramofondan ne de yaşama dair bir iz ertesi sabah yazar gazetelerde o sokakta işlenen bir cinayeti nihayeti bir kedi gördü bir de aralanmış bir perde sokaktaki sarhoş çifti ki ölüm sebebi akşam meyhanede okunan bir şiirden harap bir binada harap bir geçmişin iki ölü bedeni sokak dersen ihmal edilmiş yok sayılmış sönmüş uzun süredir sokak lambası ampulü bir yenisiyle değiştirilmemiş karanlığında sefil sıcaklık kırk derece yazdan kalan bir akşam nem dersen o biçim yapış yapış yapışıyor geceye yapışkan bir aşık misali ne menem bir mevsim ki hem dudakları mor mor vedaların salkım saçak duvarlardan sarkıttığı sarmaşıkları gibi susuz solgun ve yorgun yalpalayan çift ki sokağın ve gecelerin tek müdavimi tek bir beden görünümünde bu karanlık sokakda kimseler anlamaz ki çift olduğunu birazdan o malum gıcırtılarıyla çıkacaklar köhne merdivenlerinden harap binanın artlarında tanıdık nahoş bir koku bırakarak o gece daha neler neler oldu da o saatlerde gecenin bir gözü şehla bir gözü kör olmasaydı adresi değişmeyen sağlam bir şahit olarak hiç bir faili meçhul kalmazdı çözülürdü bir bir bütün cinayetler o yaşlı gece yine de büyük bir olgunlukla göz yumdu gördüklerine delikanlıya yazık olacaktı ki gündüz çalışan gece yarısı gece okulunun kursundan dönen bir öğrenci olmasaydı susacaktı başka da şahit var mı diye düşündü uykusu kaçan hakim olabilir miydi yarasalar da ve üzüldü öldürülen çifte bir zamanlar tanışık olduğu güzel bir kadın resmi gözlerinde uyuya kaldı Yüksel Nimet Apel 19/Kasım/2013/Salı/Bodrum |