İlkler Başlar AğlamayaBaşka dudaklara büründüm Eskisi gibi değil bu sefer dolgun Ve daha çok yalan sarıyor dilime Biraz daha değişip sarıya boyadım saçlarımı Gölgeler düşsün üzerine Kapkara gezmiyorum artık ortalıkta Masamın üzerinde iki bardak çay Bir tabaka bir çakmak bir de vuslat Ve kahrolası kekremsi tadı ayrılığın Parmaklarımın ucunda Bu gece sesin tirbuşon hayranlığıyla içimde Beynimde kuşlar şarap içiyor Hezeyan eşliğinde Kelimelerin serkeşliği kuşların sarhoşluğunda Kendime getirir beni ayaz, daldaki son tomurcuğu vurunca İlkler başlar ağlamaya İlk ağız, ilk pınar, ilk nur kararır böylece Bir sen sana inat parla bakalım Mahşerde ışık süzülmemiş nasıl olsa Nasıl olsa diriler bilir ölümü korkutamazsın yokluğunla Sığınsanda toprak, su tutar seni Ölümün peşini bırak aşk yaşatmaz kibiri |
akıcı duru ve şiirdi...
sevgiler...