Henüz Dinmedi
çekilmedi güneş
eski direklerin maviye batan oyunları ve ufukları silen pembe sokuluşlar henüz dinmedi ölülerin bir şarkısı olduğunu söylüyorlar kumlar sarı ve uzunsa tepeler uzun ve sarı anıların kuyruğu tutuşmuşsa ve suları uyandırmışsa bize ne zaten gidilecek bir yol kalmadı ikimize de utanarak düşünen iki aklın arasındaki o resim sadece bir çocuğun üzülmesi sızlamıyor artık koşamayacağını bilerek sessizliğini arıyor kaldığı yerde yorgun atlılar ganimetlerin hesabını yapa dursun sıcak bir rüyanın içine ışık sızdıran kubbeler varmış ama o kapıya yaslı duran sevgilisinden başka beyaz tenine karışın uykularını özlüyor kim bilir kimin aklında kim varmış köpeklerimizle konuştuk arkamızda kalabalık bir çarşı insan duyarsızlığı bir selin ortasında kalplerimize yama kendimizle buluştuk ışığa sığabilecek küçük fenerlerin etrafında uçan sinekler gibi dönüyorduk öylesine belirdi ki gün açılan her avluya bir kadın iliştirdiler biri nakışına battı biri gölgesini örttündü tanımasalar da bir birlerini ikisi de aynı duvarı öpüyordu bilmem o zamanlar siz var mıydınız kırılan mor ışığa bakıp içimde mırıldanan ve yalvaran rengin beyaz olduğuna dair yakaladığınız o gülüş hala hatıralarımda yaşıyor emin olun ki güzeldi yüzünüzden düşen gamzeler artık çok oluyorsunuz sizi düşleyerek bulutları süsledim geceyi bekledim sizi düşünerek şiirler yaktım içimde kıskanmasın diye yıldızlar bakmadım hiç gök yüzüne. |
Salkım saçak bereket işte...
Gerçekten güzel yazıyorsunuz...
Tebriklerim ve saygımla...