Gün Batarken Yokluğun...
/
Kızıma, Zümrüd-ü Anka’ma / günbatımını andırır yokluğun. marmaranın kızıla boyanan yüzünde süzülen son martıları görür gibiyim... yerküreyi gökkubbeye mıhlayan minareler kadar yükselir sessizlik. kanarya cıvıldayışlarında demlenen dalgınlığım aksak teknelerin küreklerine dek taşır yalnızlığımı. en hırçın rüzgarların en uğultulu naralarına takılır gelir kokun. onu hissettiğimde ölüm nöbetlerine tutulur bedenim yine. tenimde çırpınan hasretinin kasveti, tüm kainatı kızılın tonlarında sarar durur. öylesi bir kızıllık ki bu gülleri hatırlatmaz gözlerime. kan kırmızı yalnızlığımda sadece yokluğunu hatırlatır durur. kanatır inceden yüreğimi. sızılarım bir boşlukta kendine yine yol bulur... sana taşınır gözyaşlarım bir oluktan. Sahram. Bebeğim, Kızım... sen bana aşkı tekrar anlamlandırırken, hasret sözcüğünün ne kadar aciz olduğunu öğrettin öncelerimde, küçücük gözlerindeki o devasa bakışlarından öğrendim gözlerde sevgili aramayı. minik çarpıntılarında tufanlar yaratan küçücük kalbinden, serçelerden daha ürkek,ceylanlardan daha nahif vakarından, evrene tertemiz bir mana katan varlığından öğrendim gerçek sevdayı. bu sensiz üçüncü günümün batımı meleğim, semada yine kırmızı bir renk, içime akan gözyaşlarına denk, bir kızıllık ki gözlerde parlıyor nuru, acze gark ediyor her defasında, haysiyeti onuru... bir çocuk temizliğinde dökülüyor gözlerimden bir damla daha. bir damla daha derken yine varıyor gece sabaha. sensizliğe yumuyorum gözlerimi yine. penceremde cıvıldayan bülbüller gibi dön ne olur. sesine nefesine muhtacım. Seni çok seviyorum babacım... Z.TERZİOĞLU/BURSA.ORHANGAZİ Sahra Hanzade TERZİOĞLU. |