Ses Ver!... Ses ver sevgili, umudun tükettiği bu kahırlı gün bitsin artık. Ses ver. Hem mevsimidir, Yadırgamaz zamanını ruhum. Hazanın rüzgârlarına tak ötelerden, Yurduma dek seferle dimağımda küf tutmuş armonisiyle. Defne kokularına bulaşsın, Uzak diyarlardan ruhuma ulaşsın. Ses ver. Hatıralarımda çınlamakta gülüşün, Bülbül cıvıltılarında kaybolur giderdi, En kahırlı günlerimde bile beni mesut ederdi, Tam yaşanacak yaşlanacak günlerdi, Derken, Bir gemiyle kayboldun gittin, Yine böyle bir mevsimde, Bir maziyi terk ettin. Ses ver sevgili, ses ver! Ölmekte yokluğunda her bir şey, Sararıp solmakta, Kasvetle, matemle, gamla dolmakta. Ses ver de şenlensin tekrar gülüşünle tabiat, Ses ver de güneşin şavkında tekrar kamaşsın dursun gülüşün, Ses ver ki son kez tadına baksın yine bedenim ölüşün. Bir hayal benimkisi, Çocuksu bir düşten ibaret, Bu mevsimin ruhuna has bir zaaf, Rahmet yağmaya başlayıp, rüzgârlar saçlarımda gezinince, Kurşuni ikindilerde dirilen bir yas de sen buna. Bulutlara sığınan bir martı çığlığı, Duyulmayan hıçkırıkların acıtan intikamı de gitsin, Sönmekte olan bir ateşin son alevlerinde parlayan kıvılcım, batan bir güneşin, semada bıraktığı kızıl çizgiler gibi, içimde biten ama kaybolmayan bir umut çisesi. Göçmen kuşlara ısmarlanmış selamlarda, Hülyalarda, pespembe düşlerde, En temiz duyguların en mahrem hislerin esrarında, En güzide hatıraların nihayetinde, Saklı kalmış, gizlenmiş, bazıları unutulmuş hayallerin, Gerçeğe karışmış, efsunlu kokusunda, Varlıkta ve yoklukta dahi VAROL! Sesin de gelmesin ama Acı haberini de duymayayım yeter! ... Z.TERZİOĞLU/BURSA 21EYLÜL2014 |