Di'li Geçmiş Zamanlar
üzerimize bir kent kurdular
çelik köprüler demir kapılar sorgusuz sualsiz sokağa fırlatıldı rüyalar kağıt evler karton zamanlar adet edinildi plastik çiçeklere su verirken dokunmadan sevişmek megafonlardan yükselen karanlık ezgiler frenleri patlamış kırmızı bisikletleri bayır aşağı sürmek yağmurlu bir kara filmin son sahnesi floresan ışığı altında kesik kesik can vermek parklarda aniden havalanan delik deşik göğe uzanan güvercin kalabalıklığında yaşayacağım yalnızlığımı o güne dek o güne dek sözcük yaralarına sigara bastırıp tökezleye tökezleye, düşe kalka şiirler okuyacağım bulamaçlı şahane denizlere ada vapurlarında keyfime bakacağım kış vakti olacak, camlar buğulanacak takma ismini gizliden yazacağım acil gidilecek yer aranan ağır ağrılı yolcu misali bir kuytuda, gölgeler arasında ileri geri volta atacağım dudaklarımda di’li geçmiş, dili geçmiş zamanları sahici tüm eylemlere uyarlayacağım öznesi sen nesnesi ben tümleci bu dolaylı kent |
sahici tüm eylemlere uyarlayacağım
öznesi sen
nesnesi ben
tümleci bu dolaylı kent"
genelde alıntı yapmam yorum yazarken ancak bu vurucu sondan çok etkilendim
bütünüyle güzeldi
kutlarım seçkiyi
Şiir ola