Hiçlikte hiç“Aynı gramafondaki kırık kemikler Hep aynı eski şarkıyı söyler/ Ben kimim…” Sihirli numara görünmez Ucu sönük ciğaralara Kilit vurur anahtar Ucuzdur bazen/ Bazen aşk yoktur Olması varsıl Hikâyelere dayanır Sönen alevlerin Mum ışığıdır hayat Gün ertesi larvaların Mevcudiyetinde sonlanır Salaga yatan Embesillerin zulmü Direncine ot tıkanan ömür Gözleri yalı görsün ölüler Son nefesleri et görsün Bir tantana cıngırtısında Ses görsün söz ölsün İğde dallarına tutunsun ahlar Acılar kat patiskadan Yürekler sırma şal Keyifsiz güllere Gün gelsin/ Güneş versin Kışa ayan sözünü Çalı çırpılar toplansın Yürek ayinlerine Çalan çırpanlar değil İki sözün beli tutturulsun Yüz ataçlarıyla Hükümsüz sözler Darağaçlarında sürünsün Sevmek eksik kalmasın Aşka aç bedenlerde Hiçlik tarlalarında Tohuma düşsün sanat Güne bakanlar al al olsun Utancından… Utansın hiçliğin sözü Tutulmasa da… |
çok güzel.