En Çok Seni Cenap
masmavi gökyüzünü
bulut bulut köpürtüp çatı edinen uzun dar loş koridorlu balkonsuz çiçekleri yırtık pırtık masa örtüsüyle elleri göğsünde birleşmiş hüznüyle kağıt evler bulandırır Cenap’ın düşlerini bana mısın demeden yaşamanın tek ayağı kırık iskemlelerden kurulduğunu düşünür Faili Meçhul Şairler Sokağı’nda martılar, simit, çay bitmeyen yokuşlar şarkılar çay, tahin pekmez tanıdık yalnızlıklar eşliğinde şiir öper Şükran’la aralarındaki yerçekimi Cenap’ın hızla asfalta çakılıp Şükran’ın yıldızlara yükselmesine nasıl imkan tanır bilinmez aralarındaki hava boşluğunun birbirlerine estirdikleri karayele poyraza imbata rağmen nasıl dolmadığının bilinmediği gibi oysa sorunları basittir Cenap kiremit kırmızısına tutkun Şükran uçurtma kırmızısına ve Cenap ayrılığı sek sever sulandırmaz Şükran ayrılığı aklına bile getirmez Cenap durmadan şiir öper zamanını bekleyerek çünkü bilir şairleri de vururlar en çok da seni be Cenap |