Bu bayram hüzünlerden halkalı çocukluğum“Değmesin ellerine yaş/ Gözlerin hüzün kokmaz Ağaçlar sonbaharda tellenir Akide şekerlerine…” Kapı aralıkları boş Ardında boyalı veranda Bir gülüşün hatırı kaldı Bizle dolan resimlerde Sevgi kocaman içi boş çukur Ağlar yalnızlığın söz konçertosu Çocuk değilim ama kemiklerim cam Ellerim yetmez bir kavurma yahniye Sözlerim ulaşmaz torunlara/ Onlar/ki çoktan unuttu El öpmeleri/ Kuzine önü Kahveleri Unuttular Yoktular… Sevmek; Yalana dolanmış yılan En kutsal zamanlarda Gemiyi terk etmek Dili keskin farelerle Sohbettir yalnızlık Çukura gömülü bakışların Gülümsemesi uğruna/ Ayaz bir ömrü hiçe saymak Aymaktır yalnızlık bazen Kanaviçe mendillerde Bir tutam şeker Ya da yüzü tura Harçlıkların hiçliğinde Yüze oturan gülümseme Saygıdır hayat! Bayat söz yollarında Unutulmak/ Çürüğe ayrılmak Boyası balık kokusu Gözleri beklemede Bir kayığın son demi Çile doldurmak Tekir kedinin soluğunda Gün soldurmaktır hayat Ölüme dikilen ucuz yollu Beyaz patiskadır hayat Onunla dolar gülücükler Giderken sonsuzluğa… |