Bitene Kadar Dans Et Bu Gece
kavalyeler ve danslar
şiir böyle başlıyordu aniden gökyüzü ve yıldızları seven iki kişi ağaçlar eşlik ediyordu yaşananlara niye bu kadar mutlu oluyor zaman siyah taşlar ayağımızın altında sarhoş gezinirsek her şeyi unutacaklar boşluğa bırakacaklar ellerini uysal çancılar hatırlamadılar bizi ya da duvarların aşkı unutmak istiyor uyuttuğumuz geçit törenlerini o karanlık bahçede öpüşürsek bir öpüşürsek ne biz ne de kırlangıçlar sevinecek bu işe şimdi burada hemen sarıl dudaklarıma savrulan yıllara şiir olabiliriz o şiirse sen de şarkısın şimdi hadi bitene kadar dans et bu gece bizden bahsediyoruz ve yaşayan kır çiçeklerinden alımlı kokmasınlar bırak en çirkini olsun bizi duyanlar en soysuzu ama kıskanmasınlar kendi güzelliğine fazla gelen sevinçleri yok diye şimdi bırakıp gidecek misin bizi kapıda duran baharlar değil sevgilim kokuşmuş bedeni ile izleyen şişko bir kılıç yarası ile ayıracağını sanıyor bizi bak mutlu ölüyoruz geçerken sarhoşluğumuzun şarkısı damarlarımızdan ulaştık şimdi karanlığın dibine şehir fenerleri uzak yollarda çocuk sevinci ve çığlık al senin olsun sevişirken ağaçlar ıslansın yanağında hiç yağmur hiç gökyüzü yok hiç olmazsa dudaklarımız yansın karşı dağın sabahında uyan ben şiirler yazayım sen aşkımın sağanağında duman ol sürsün okundukça dansımız. |
hayal ve gerçek arası zamanların bir anlatımı.
güzeldi.tebrik ederim