Hep bir sancıya öykünmüş yüzüm
Hep bir sancıya öykünmüş yüzüm
Hep bir sefasızlığa Desem ki benim de canım vardı Benimde damar,damar kan çiçeklerim açardı Ah o senli sensizliklere düşmeden evvel İstiridyeden sıçramış çekirgeler vardı Nilüferler vardı şu göz yaşımda süzgün Işıklar benden parlardı gözlerine baktığımda Çocuklar benden alırdı masum oyunlarını Benden di gözyaşımdan ebem kuşağı Evet Evet Hepsi sen sevginden Sen esmerimden Dağıldı Sokaklarında hep bir adam vardı Bir adam Adam gibi bir adam ağlardı bir zaman Adam gibi yalnız seninle nefeslenip seninle doyan bir adam Hani sen telefonlarına bakmayan Telefonunla ona akmayan adam Narin ellerini sokak,sokak arayan Sen farklı tutuyorsun dediğin ellerini hatırlasan Tüm yollarını sana rotalayan adam Neye yarar şimdi seninle yaşamayan adam Neyden yedi boğumlu nameler mırıldasam sana Söz etsek de etmesek de yıldızlardan Aydan Bekleyişlerim aldatıldı Yalvarışlarım yanlış sayıldı Ölmüş ay ışığı Ellerimde acı pıranga Denizimde dalga Kırılmış onurum bana senden kaldı Biz değilmişiz Kızılcıkları şerbet bilen Baharı yağmurla sevindiren Biz değilmişiz yar biz değilmişiz el ele yürüyen Ben rüzgarınla savrulan kırık bir garip dal Senden bir hasret sabah yağmuru ıslaklığı Şimdi toprağımda sensizliğin acı sıtması Takvimlerimde kum saati sızlama Ah deli yalnızlığım benim Hüzzama dutmuş yanım Mahcup kapında susuşum Oturup göz sürmelerim Eşiğine Dil bağımı çözüveren pıranga Erteliydi beklilerin bana Sarıp sarmalamaların ertelenmiş Yalnız yatırıyorsun geceleri koynumda Sesimde yanıp kanadı da kırık karanlık Ağlamak neye yarar dönmek neye Şimdi ellerim kanasın Tanımlasın zemherinin tenimde uyanışını Dilimden dökülen mevsimin son yeşili Son su damlası tükenişimi Gamzelerimde derdimin tuz yutuşu Ölüşümün o kıştan Senli ayrılışlardan bıçak ağzı bakışını Aynasız bir buluttan Islaksız yanışlardan Yolupta sözlerimi tel ,tel Yol yapsam Yordam yapsam Anlar mısın sensiz ayrılığın bende ayrılık sayılmadığını Sıcak bir temmuzdan gelip geçtik demek Ayın güneşin ölüsü ellerinden Yıldızların tükenişinden Rüzgarlı Karlı Yağmurlu seslendik mevsimlerden Şimdi bağımızda tırpan sallıyor buğday başağı yerine ayrılıklar bize Ayrılığın ağır şiltesi ensemizde Kaldırımlarda ki yıldız ölüsü ondan Perdelerde ki göz izi ondan Kitapların defterlerin ondan kara kitap kara kaplı defter Ondan şu toprağın bağrında ki çatlamanın nefesi Gözündeki sellere uğramış erezyon un nefesi Göz yaşı senin bendeki eseri Sen sil ellerimden ellerinin seslenişini Sil Sil baştan tut istediğin mahşeri yer yeşilini kamil söylemez |
ANCAK
ZOR OKUNUYOR
RESİM ÇOK KÖTÜ OLMUŞ....