Tamda Orta Yerinde Özümün Aşk
Ah deli sevdam
Mahşeri yerdeki yaram Tam da orta yerinde sözümün Kırdın ya belini Kına kaşığı yakmaya yeminli Soyundum senli tüm dertlerimi Tadında tuzunda asi yaz yağmurlarının kıyısından Deli dumrulun obasından Güz yemiş çiçeklerin yanışından Boynu bükük gelinciğin kokusundan Vazgeçip yordun ya beni aşka süvari Yangınımın resmi Kıyısından ortasından dertlerimin Çocuklar kadar masumane kahkahanla Burup attın ya sahralara Beni sorma Kızıla yatmış dertlerim Başı eğik papatyalara benziyor Koştuğum bu senli sevda Savruldum sağa sola Bir düşten Diğerine senli yangınım Ellerinin kınası sandım sarıldığım aldandım Coştukça firuzen bende asi Bal kabından kalkan arıymışsın hiç sorma Ne fark eder Ha eşek ha bal arısı sokması Sendeki daha bir başka Memleket başka Ki gökyüzün elmas kesicilerle devlet Bende koçan,koçan yırtılan deli mavi Dişlerinde kan Gülüşlerinde kinaye halayık Düştü mimikten ifadelerim kayıp Anlaşılamamanın eteğinde yurt Ve ellerimde nerede olduğu belirsiz hüzün Yitik gençlik Hiç bitmez sandığım sonsuz aşk Ve deli dolu cesaret Yoruldum Bir zamanlar dimdik duran bu sütun Şimdi sürgünde ve gözlerini kanayan karanfil Öyle kırmızı Öyle yeşil mavi ki Soğuk gecelerde çekilmiş can heyecan Ve sen rab Sen nuhumun gemisi aşk Dertli kavalda lalsın bana Senin dişlerin pimiyle çekilen ateş Uçurumlarınla düşeş Bakışlarınla yandı yürek Bir İstanbul masalı ki Her yanım kalleş Esmer,esmer şimdi yaprağımı söndür Gidilmemiş dağ taş Yuğrulmamış gardaş Hüzzamlarda sarhoş Ve Ferhat Ve şirin kalmasın Gurbet,gurbet devşirdin de beni Sol yanıma yaktığın aşk ateşiyle Emzir şimdi emzir cehenneminle zebanilerinle beni Yanağıma yıktığın aşk rirvesi Çevir Dök beni senli meyhanelere Senin göğsünde bir nehir ki divane Bil ki ellerim her iki cihanda seninle İpil,ipil keşmekeş zamanların zamansız kanayışı bunlar Ve gözlerinin gözlerimi görmezliği Dilimin diline sürçülisan aşk ateşi Yor şimdi Yor dağları tabak,tabak can haykırışlarıma Bilirsin sen doğacaksın usumda Sen ah içimi çektiren sen Ellerinin o öpmez yeliyle Mumunda üşüyen alev gibiyim Uğruna yakılmış ağıtlar Süzülmüşte tülbent,tülbent yanaklar kızılda Sağır ellerine ellerim sürülmüş Ürkek kendi ateşinde nicedir sana ölmüş bu can Ölümlerden ölümlere kanatılan tan Sessiz sedasız uslanmaz kafa tası Daha çok cellatlar gezdirir şafakta Daha çok tellallar çığırır ismimi Dilimde unutmadım ismini Ölüme kanat çırpan kafatası ki şimdi Tenin kadar asaletli Dilin kadar kazıklı voyvoda Nasıl da asırları sardın yorgun sırtıma Güneş kadar mütemadiyendin oysa Ve kalmışsa içerinde bir yerlerde bakir onur Düşünme çık yoluma Kefen diye sarıl bana sonra uyu mışıl,mışıl koynumda Nasılsa ak kağıtlara daha evvelden yazılmış adımız O bitesi dertlerin başlangıç yerinde Ve katledilmiş orada biz Yanmış şiirimiz Ve biz, biz değiliz Tuz basılmış acı deriler gibiyiz Sevmeyi ah sevmeyi öğrenmeliyiz KAMİL SÖYLEMEZ |
Boynu bükük gelinciğin kokusundan
Vazgeçip yordun ya beni aşka süvari
Yangınımın resmi
dizeler guzeldi çok etkilendim yorumunuza sağlık