sisli metal grisi bulut kesikleri
damlaları yakıcı kızıl
görebildiğine endeksli kurgulanmış algıların
hakim perdelerini yırtar durur




ayrı ayrı her tende asit yağmurları
dibi delik derin yanıklar
delik deşik gülüşler biriktirir
yağmalanmış hayatlardan yadigar
kahkahası eksiltilmiş çocuk sessizlikler büyütür şehir




değersiz ruhların
kabukları sürekli yenilenen yürek aynalarında
her an yeniden kirlenir bedenleri




asla kapatamaz hiç bir örtü
gizlemek istediklerini
en dıştadır ten kabuğunda aynalar
film şeridi gibi geçer tüm yaşam orada
ruhları her an sırıtan
kimliksiz kişiliksiz sarı siyah bir hain
ten daima çıplaktır hak göz’ünde
kabuğunda hayat hikayeleri





ölü yarasalar büyütür kirpik uçları
göz çukurlarına düşmüş yüzleri hayal mezarlığı
faili meçhul kaldırımlardan toplanmış
can kırıklarından
tenler parçalandıkça dökülür tel tel
görmez gözlerin ah’ları
sızlamaz yüreğin günahları





şimdilerde bu şehirde cinayetler işlenir
faili meçhul olmayan
tenleri kan yağmurlarında delik deşik
insanlar dolaşır kaldırımlarda
elleri kanlı
yürekleri buz kesmiş
dili sürüngen nice kaldırım kertenkelesi





her çocukta kaybetiği eski gülücükleri arar şiir
analar ağlarken baş ucunda ...