FENOMEN DALGACIDalgaydı Sörf yapan kıyıda İntihar sahnesine düşen Dağınık yanılgıların baş tacıydı Kendisi… Hiçti boşlukta... Kıvranırdı, savrulurdu, Kime ne! Ufkun kızıllığına sokulmaya çalışan Çağanoz dişli rüyaların girdabıydı Küf kokuyordu… Kesif… Dalgalar yoksundu… Martılar sahilsiz… Yırtık göğün Saçakları altından sızan sübyan bir çıyandı Düş izlerinde sabahlayıp Komşuları uyandıran… Zarif bir celladın Ensesinden dökülüyordu bukleli saçları Kıvrım kıvrım… Saçlarına kinlenen berberdi belki de Gölgedeki karartı… İniverdi giyotinin perdesi Savruldu pembe düş tozu Dağıldı odacığa… Kaç desibel bir yalnızlıktı Kıvrandığı Sevabı kendisini aklayan karalar Doğruluyordu önünde Yanılsayışlar sıçradı, yarı sıyrık aklından Gölgeler diz boyu Üç arşınlık kaldı yılgılar Enlem ve boylamda ferahlık Her yer güllük Gülistan bir yerlerde Kalan kırıntılar Papazkarası Bir dolu çetrefilden seçmece Tutunur yine fenomen dalganın eteğine Kalan enkaz çölde su birikintisi…
|
Şairemizin hayat coğrafyası belli ki geniş.
Teyit mi, ne hacet. Bu sayfa da keşfedilmeyi bekleyen ne mücevherler var, çok belirgin bu.
Sadece şiir yazmayan resmi ve müziği de dizelere yediren ruh kalitesini insan yarı ayık, yarı sarhoş izlemez mi?
Saygı ve selamlarımla üstadım. Damak tadım yerine geldi bir an da.