Eğimlerin Sevdası
içindeki çocukça sele söyle
kımıldanan kokunun koynundan geçen ağustos değil miydi sarı gülüşlü fidanların uyuduğuna bakma ateşi sönmüş değil güneşin uzak yıldızları bilenler için yeni mesafeler hazırlıyor tanrı çubukları patikayı dönünce başlar ayrılıklar ardına baktıkça gölgesini kemiren yeşil ne inanılmaz şey uzamak ışıksızlığa ağladıkça başımda dumanlı dağlar kimsesiz kalemler karalar kara yolunu nedensiz bir yılan hapşırsa içindesin hayatın umutlu bir bulut oyununda kaybolduğuna inanmazsın ıslansan bile vazgeçmek anlamsız bir istasyon sorgusudur benzeyen günlerin turladığı zamana yenik korkma ölen bir daha ölmez tekrar ettikçe içindeki delilik çaresi ellerine bulaşmış olmasaydı eğer yorulmazdım gözlerinin değdiği yere artık nasıl söylenirse söylensin yağmur içimizdeki çocukça sele. |
Ame şairim iki kere okudum yorum yappmaya
cesaret edemedim niye bu kadar anlaması zor oluyor
Çünki şiirin içine tam giremedim