BÂĞÎ DURUMA DÜŞME
Araştırıp sormadan, haklıyı taşlayarak
Hindi gibi kabarıp, kendi kendine şişme. …İzim’lerin her biri, yola kurulmuş tuzak Bâtıla rağbet edip, doğru yolundan şaşma. Benim rengim yeşilse, seninki kızıl/aldır Sağlam diye tuttuğun, sanma ki sağlam daldır Yeter bunca çektiğin, Hakk’ı tut Hakk’ı kaldır Pınar yanı başında, serapa doğru koşma. Eğer size ters ise, yok saydınız nası da (*) Aklı baştan aldınız, uydurdunuz “us”u da “Geziciler” örneği, şer güçler hep pusuda Dizginini sağlam tut, sonra uğrarsın hışma. Zehirli meye benzer, içilmez onun suyu “Nuh der peygamber demez”, asla değişmez huyu Kaklığı andırıyor, sanki o bir kör kuyu (*) Sen ise kurda/kuşa, çöl ortasında çeşme. Yâ Rab, bizi kul eyle, Habib’ineyse ümmet! Gayrisinden değil de, yalnız sendendir himmet Ne olursun iyi tart, meşru ise hükümet Devlete isyan edip, bâğî duruma düşme…!!! (*) 17/09/’13 Hanifi KARA (*) Nas: Kur’an ve hadisle sâbit olan hükümler. Kaklık: Taş, ağaç oyukları içindeki su birikintisi, kuyu. Bâğî: Dikbaşlı, isyancı, Hak yoldan sapan, âsi, serkeş… |