kurşuni öfkenin puslu nefesi öper yetimleri
hangi çekiç yumuşatır örselenmiş yüreği
firavunun heybesinden dökülür Mezopotamya örs zamanın avuçlarında tutsak kalmışken çekiç saliseleri tekmeler zamanın yelkovanında ve bir çocuk yalnızlığın avuçlarında yüreği kanar haydi kardaş bu çağrına ses versin şiir lehçeli dilber masallar söylesin uykuya yenik dillerin çöreklensin gözlerine düşen nemler ve ben yazılayım lal sürmüş dudaklarına öyle ki barışın çocukları öpsün seni alnından kum tanesini yıkar gözlerindeki nemli hatıralar bukalemun gamzelerine yapışır aynalara küs Tebessüm’ün ve bir çocuğun yalnızlığı çizilir gecenin yetim tuvaline öyle ki gecenin gelincik etekleri kan döker savaşın namlusundan ve bir çocuk ağlar namlunun diğer yanından yakılır ağıtlar lal dillerden çığlık çığlığa kurşuni öfkenin puslu nefesi öper yetimleri ve kınası karılır gencecik kızların kanla sanki gelincik tarlası gibidir matemler burada kim bilir kaç gencin hayatı solar savaşın soluğuyla mahmudiye düzkaya |