en acı çığlık yetimin içine çektiği yokluğudur ki sözsüz yaralarıdır içimizi acıtan
en acı çığlık yetimin içine çektiği yokluğudur
ki sözsüz yaralarıdır içimizi acıtan susları toplasak sığar mı göğüs kafesime sızar göz pınarlarımız dan öylece bakar dururuz mührünü vurma zamanı gelmiş duyarsız gönüllere gölge etme yeter al git gölgeni ben yalnızlığın harın da yanmaya hazırım ve yetimlerin avuçlarından sevgi yudumlamaya ya sen ey medeniyetin savaşında yok olmaya mahkumsun ebediyen yazı tura zamanın zarına şansımı yükledim şah mat olursun bak karışmam bir karışlık yer düşer gölgemden sana ve hüzün yapraklarını örterim ve yetimler sevinir bu kez yokluğuna haydi çek git ey egosu yüzünde astarı yırtık benliğin sen savaşın çığırtkanlığını yap oysa nerden bileceksin ki adaletin kefesinde binlerce yetimin hakkı dururken senin düşeceğin yer zilletin çukuru zakkum ağaçlarının gölgelediği mahmudiye düzkaya |