yol.......serüveni kanatlı bir hayali sayıyor güvercinlerim...... nerede başladı nerede biter iğde çiçekli yolculuk kadife ağaçlar arasından geçerken limon sarısı güneş ardına bakmadan nasılda boğulur Mezopotamya lisanı aşk örülmüş dallar kıyısı zemheri şehri yalarken kenarı yalın dağ patikaları aşar yüreğin sarmaşıklarını yol üzeri kayalara sürülen buse yalnızı sular akar vadiler konakladığı yerde başlar doğayla barışmaya çok eski asırlar yüzer buradaki gökyüzünde ve yinede şarkılar konuşur yolculukların esmer koynunda...... sen dediğim bütün yanım yani adı saklı olan ben yolun kayısı kokusundaki dalgınlıkları arşınlarken kim bilir hangi şehrin gizlisinde aşk ediyorsun ömrün külünü belki kilometreler kaçak yağmurlarla ıslanıyor aramızda belkide senin hemen yanı başındaki çam ağacının yeşiline değiyorum yani zamanın olmadık bir yerinde kesilmiş saatin şah damarı ve ütopya gelip oturuvermiş kenger argolu geceye...... yolun şeritlere bölünmüş papatya ırmağında delirsem diyorum içimdeki şeytanın nefesiyle karın tokluğuna aşk aşk aşk sonra yüzüme vuran gül reçeli rüzgarıyla meleği anımsıyorum artık kutsal bir cümlede uykulu kadın güzelliğini özlüyorum karamsar olmak için geç bir vakit en iyisi beyaz bir kağıtta karalanan kelimelerde uzanmak aşka.... |
tebrikler kaleme