LÂKİN
Bunu biliyorsun
Hayat güzelliğinden ne kadar ödün vermek istemiyorsa Senin güzelliğin bozuluyor, Bir deprem gibi çöküyor gönlün Ve içten içe kayboluyorsun... Ben feryadımın düğüm noktası Sen yeminlerinin yetim günahı Bunu biliyorsun Bitti demekle bitmiş Gitti demekle gitmiş Geçti demekle geçmiş olmuyor... En fazla bir acı hatıra olur dilimde O acı geçmek bilmezse Ne yalnızlığın yalnızlık Ne acı’n acı oluyor... İçindeki çocukda yaşlanıyor Bunu biliyordun Benden çok... Yordu mu bu yol seni dönüyorsun Bir hoş vedan yok... Ama hoş geliyorsun... Ne beladır ki bu zaman Senin tüm hallerini savurup atar Ki yüzüme yüzüme... Bunu biliyorsun Kan/dırıldığın yerden kanıyorsun Yudum yudum... Şimdi o dağ kadar sözün ardında Senin mutlu etmekten bahsettiğin tüm çocuklar; Yaralı Öksüz Sahipsiz Aç... Hatırlama, İnsana bildiği şeyler hatırlatılmaz... İnce ipliğe bağlı tüm umutların Yırtılıp atılan tüm sayfaların Bir adım önünde gidiyor artık adın Siniyor kirpiklerime yağmur Neden böyle sızılı yağıp da durur? Bunu biliyorsun Ne kötüyüm demeye varıyor dilim Ne de zannetmediğin kadar iyiyim... Neptün. / |