Temaşa
Başlarken
ruhumun ateşi ızdırap değil zevk verirdi. urganlara dizdiğim ahşaptan boncuklar bir sır gibi dökülüp saçıldılar. kar yağıyordu telaşlı bir kadın doğuyordu. Bilmeceleri bilmeden, okumayı sökmeden... Beyaz teninde açan gülleri kurutuyordu... Dilenen bir çocuk gibi bakan gözlerinden yanık mektuplar süzülüyordu. daha temiz olan ne vardı yeryüzünde merhametli bir kalbin verebileceklerinden... Hünerli insanlar kelimelerini keskin bileyip maharet gibi dokunduruveriyorlar. Oysa namluda bekleyen bir mermiydi gülüşün ben pamuklara sarardım cümlelerimi senin kulakların işitmeden önce okşardı inceden yüreciğini... Örüyordum saç tellerinden duvarlar kendime yürüyordum ritmik sayılar sayarak içimden... Gece lambasının altında tüy gibi uçuşan kar tanelerini ilham edinmiştim öpüşen bir çiftin silüetini çizdi oraya zihnim. gölgesinde filizlenen keder tohumlarını görmezden geldim... Çuvala yükler gibi hoyratça anılarımı kırık bir kaldırım taşında; dinlendiğimi hayal ettim... terliydi avuç içlerim telaş ele geçirmişti hücrelerimi bir şeyi beklemek farklı gelmeyeceğini bilerek g(özlemek) farklı işte böyle yazdım günlüğüme... Küstürdüm satır aralarını. ben sevgimi yücelten o notalara parmak uçlarında dans ederek vurdum... benim mizacımdı bu siyaha dönük saçlarım, büyüyen gözbebeklerim zincirleme kırılan bir hayaldi bu.... Eksiğini bulduktan sonra fazlasına yeltenmeden o derin ve sisli karanlığa sırtımı dönmeden, hafızama ’’ unut’’ emri verdim... çünkü emre itaat ederdim. ---------------------------------------------------------------------------------- 03.00 Bilinmezliğe / |
öpüşen bir çiftin silüetini çizdi oraya zihnim.
gölgesinde filizlenen keder tohumlarını
tek kelimeyle şahane bir şiirdi
tebrikler