Annesizlik
Sen küçük kız çocuğu,
Masalsı tokalar takıp yapmıştır annen saçını,belki gökkuşağı örgüsü belki yerkuşağı... Sana kadifemsi saçlarından bahsederdi,anlata anlata bitiremezdi bir türlü.Dinlerdin doyamazdın... Ağzından konuştuğunda kelebekler parıldardı belki,sesi oluverirdi ninni... Yokluğuna çare olmuyor anne... Beraber komşuya geçerdiniz ve eline yapışırdın annenin kaçacak gibi. Gözlerinde yıkılırdı bir şehir her ağladığında,gözyaşıyla örtmeye çalışırdı dertleri. Çok gördüm bir anne bir kız... Ama göremedim bir kendi annemi. Ne çatlardı aynalar bir gösterseydik kendimizi,bana güzel diyorlar ve hep sana benzediğimi söylüyorlar ardından.Resmine doyamazken canlısına nasıl doyardım diyorum,içlenerek;Doyamadan gitmiş. Annelerinin akılları çıkıyor izin almadan çocukları bir yere gidecek diye,sen niye sormadın bana anne giderken,gitme derdim,kal derdim. Annen gibi... Sesimde sana benziyorsa eğer oturup kendi masalımı kendim okurum.Sonra sağ elimle saçlarımı okşarım.Özenle yaparım bunları tıpkı senin yapacağın gibi. Bazen içimden azarlıyorum kendimi,yanımda olsaydın eğer kızardı diyorum.Sonra kaşlarımı çatıp oturuyorum küsüp bir köşeye.Yine kendi kendimi teselli ediyorum. Özlemek özlemektir. Özledim desem de zili çalma umudu yok kapının tıklamasıda. Olsun yine de kulağın zil ve kapının tokmağında. Ben yolun sonunu gözetliyorum anneciğim. Kendime pembe sözler edip,kendime siyahımsı kızarak... |
Güzeldi,ama hüzünlüydü dizeler,kaleminiz daim ol saygılarımla..