hüzünlü kuş
Bir şarkının en güzel yerinde
ya da güneş batmadan önce trende bir kadının elinde bekler hüzünlü kuş… Ve sadece akıl karıştırıcıdır kafede öğleden sonraları öldüren gençler… Dişlerini gösteriyor zaman ve seni çekip orta yaş bunalımından bir kadının kollarına atıyor kadının oğlu on yedi yaşında ve sende nefret ediyor haklı, anasıyla uyuyan adamı sevecek değil ya… Diş avda kamaşır yaşlı karınca sarkar kayadan en uzun akşamın üstüne konar çöl kartalı… Beni her gün barın teras katına sürükleyen bir şey var müşfik değil ha sevgilisi tarafından hor görülmüş kadınların duasından taşan bir şey ve kaldırım taşlarında yatan köpek kadar sevimli aynı zamanda kuduz diş kadar yakın ölüme son perde… Bir çeşit karanlık var odamda ışığa rağmen ya da sabah güneşine rağmen bekliyor adını bilmediğim karanlık orada, döşeme üzerinde küflü kokusuyla… beni kestiler bir barın teras katında bıçak yarası değil ha reddedilmişin görünmeyen yarasından ince kan aktı bacaklarıma ve doldu ayakkabılarım içine… Bir kadın oturmuş bar iskemlesine pantolonu sıyrılmış siyah külot çatal altı sessiz ama ne manzara? Sadece ben varım ve yaz güneşi var ışık içimize karışmış ellerim önümde bekliyorum kadın da orada bekliyor ve kimse uyarmıyor kadını ama ne manzara? Bir içki geliyor önüme ve bir içki geçiyor yanımdan orta yaş bunalımı kadının önünde bekliyor kadın gülümsüyor porselen dişleriyle yirmi yıl boyunca seks ve sonra bir anda nasıl bırakır insan? Gülümsüyor işte… Bodrum’da bir mandalin bahçesinde pansiyonda kalmışız ama tarihi bilmiyorum. Kuyu suyunda yıkanmışız birlikte. Kokular karışıyor anlama ve kadın kokuyor ellerim tende satsuma kokusu kadın orada, orta yaş bunalımında değil ha sadece yaz sıcağında bir ansıma Bodrum’da bir pansiyonda koynumda çıplak ve umarsız… Kanırtılmış bir akşamüstüne ayrılmışız. Sadece ayrılmamız gerektiği için ve ben otuz olduğum için değil ya da o kırk beş sadece bittiği için güneş ve akşam başladığı için bir anadolu kentinde kadınsız erkeklerin kadına ihtiyaç duymasından dolayı değil sadece bittiği için güneş bir anadolu kentinde sonbahar dışlanmış olmaktan yorgun ve tekrar, yeniden Bodrum’a dönebilmek için bir mandalin bahçesinde otelde ortakent yahşi farketmez herhangi bir yerde soğuk kuyu suyunda birlikte yıkanmak için açmışız kollarımızı güneşe ellerimizde ne geçmiş ne gelecek sevgi var sevgi işlenmiş damarlarıma titriyorum kuyu suyunda… |