sadece olması gerektiği içinŞiirin hikayesini görmek için tıklayın taşın düşmesi gibi suya
ellerinde olduğu için ışığın sevdiği karanlık gibi orada uzun siyah bir tabut içinde gözleri gecedir bir kez daha yıkılamaz hiçbir anıt oysa yapılabilir yeniden bir kar gibi erimekte beton uzağız dişlerim gibi hep ağzımda olmanı diliyorum son nefes gibi seni vereyim tanrıya sadece olması gerektiği için bekleyeni bol ansız bir yağmur gibi düşüyorsun uzağa gözlerin karanın son noktası kadar uzak zorunlu tek dersin sevmek olduğu akdeniz kentinde ayrılmazdır ölü sarmaşıklar yine geçiyor gibisin bir yöne saatin düştüğü son zamana bileğimde kana karışmış zehir içinde soluyorsun çiçeğim gözlerin gibi saçların gibi ve daha görmediğim herhangi bir yerin gibi karasın çünkü kara bir doğum seni sevmek sadece olması gerektiği için dönüp gelen karasinek gibi içimde ölümün sessiz vızıltısı şekerli aşka acıtmadan saplanan iğne gibi hemşirenin kısa eteğinde bekler ölüm ve sonsuz is acıların tekrar açamadığı bir mezarın içine gömün beni ve örtünsün teninle solucanlar kadar naif durayım uykun bölünmesin diye ve ölüm bebek çıngırağında bekliyor bizi yaşım elli değil ama ellerim sensiz yüksekten dökülen nehir gibi gür çıksın sesim ve son kez yanında olsun sesim çürüyoruz hayat değil bu ses hayatın kendisi bir daha dünyaya gelmeyen herşey kıymetli bedenin uçlarında bekleyen tırnak gibi sevilmeyen kesilen ve kanayan her yanımsın biliyorum gece gibi bitecek ve gün gelecek ve ışık bir kadının kalkanında öldürecek beni sadece olması gerektiği için kadehin dibinde bekleyen serinlik gibi aşk bile karadır yanında sesini duydum açmadığımız her kapının ardında beni beklediğini biliyorum sözün bulunmazı kalp silicim olmayan ismim varlığına şahit gözlerim şimdi sesler var burada anlamsız zaman sesleri gece, gece işte sen yoksun ya sesinle teninle ve daha olman gereken ne varsa binip gitmişsin bir yere gece, gece işte seni görmek için güneş mi gerek? yürek gerek sadece olması gerektiği için tanrıdan armağan bir doğum günü sevgiden yapılmış bakışlar gibi tenimde dolaşan serinlik bir kez daha düşüyorum dalımdan sevgiden yana bir renkle sadece sevdiğime nefesimi taşımak için yaşadım son nefesim de senin olsun…
taşın düşmesi gibi suya
ellerinde olduğu için ışığın sevdiği karanlık gibi orada uzun siyah tabut içinde gözleridir gece bir kez daha yıkılmaz hiçbir anıt oysa yapılabilir yeniden bir kar gibi erimekte beton uzağız dişlerim gibi ağzımda olmanı diliyorum son nefes gibi seni vereyim tanrıya sadece olması gerektiği için bekleyeni bol ansız yağmur gibi düşüyorsun uzağa gözlerin karanın son noktası zorunlu tek dersin sevmek olduğu akdeniz kentinde ayrılamaz ölü sarmaşıklar yine geçiyor gibisin saatin düştüğü son zamana bileğimde kana karışmış zehir içinde soluyorsun çiçeğim gözlerin gibi saçların gibi ve daha görmediğim herhangi bir yerin gibi karasın çünkü kara doğum seni sevmek sadece olması gerektiği için dönüp gelen karasinek gibi içimde ölümün sessiz vızıltısı şekerli aşka acıtmadan saplanan iğneler gibi hemşirenin kısa eteğinde bekliyor ölüm ve sonsuz is acıların açamadığı bir mezara gömün beni ve örtünsün teninle uykun bölünmesin diye solucanlar kadar naif durayım yaşım elli değil ama ellerim sensiz yüksekten dökülen nehir gibi gür çıksın sesim ve son kez düşsün yanına çürüyoruz hayat değil bu ses hayatın kendisi bir daha dünyaya gelmeyen herşey kadar kıymetli bedenin uçlarındaki tırnaklar gibi sevilmeyen kesilen ve kanayan her yanımsın biliyorum gece gibi bitecek sonra ışık gelecek bir kadının kalkanında öldürecek beni sadece olması gerektiği için kadehin dibinde bekleyen serinlik gibi aşk bile karadır senin yanında sesini duydum açmadığım her kapının ardında beklediğini biliyorum sözün bulunmazı kalp silicim olmayan ismim varlığına şahittir gözlerim şimdi sesler var burada anlamsız zaman sesleri gece, gece işte sen yoksun ya sesinle teninle ve daha olman gereken ne varsa binip gitmişsin bir yere gece, gece işte seni görmek için güneş mi gerek? yürek gerek sadece olması gerektiği için tanrıdan bir armağan bir doğum günü sevgiden yapılmış bakışlar gibi tenimde dolaşan serinlik bir kez daha düşüyorum dalımdan sevgiden yana bir renkle sevdiğime nefesimi taşımak için yaşadım son nefesim de senin olsun… |