Buğulu Gözler, Suskun Yürekler…Yar… Üşüten Ve titreten zamana Bir sözüm olmalıydı, Hiç değilse melalim konuşmalıydı Ne kadar Hicranım varsa, hüzün Her daim yüreğimde kaim olan acıysa Sormalıydım, birilerine anlatmalıydım, Nefesi sahibine Vermeden doyasıya haykırmalıydım Ne gözyaşım diner Ne yüreğimde ki yara gülmeme ister Buğulu yürekler, suskun gözler, Boynu bükük nefesler ne der Lahzalar içindedir gizler, hikmeti Bilinmeyen nasipler, Umudu solduran vakitler Şair diyorlar… Ne kadar sefil olduğumu bilmiyorlar Nadanlığım aşikârdır, fakat Himmet ediyor, görmek istemiyorlar Kalbi hassasiyet ne demektir öğrenmemi, İbretiyle nefeslenmememi bekliyorlar Kitap soruyorlar… Nasıl bir gönül ve izan Sahipleri ki layık görüyorlar Ve fakat Ne yazarım ve ne de şair Yüreğine layık olan mükâfatım Sadece gönlüne düşeni yazmaya çalışan, Vakit gelip gitmeden Paylaşmaktır muradım Rabbim Sahibimdir. Varlığımın Ve adanmışlığımın yegâne adresidir Niyazım ve idealim, düşlere giren Hülyalarım yolunda şehit olmaktır Hakkıyla beceremediğim kulluk ve ihsana, Ecir ve yolunda ceht ancak böyle ulaşırım Artık Vaktin sonlarındayım Uzatmaları yaşayan bir hicranı vicdanım Tedavi görmüş bir kalbin, son dem Can çeken melalin hissiyatındayım Hanif bir kul olmayı başaramadım, Her ideal ve azminde O’nun rızasına kanamadım Mustafa Cilasun |