HAYAT!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Zihnim dağınık olduğundan,dağınık bir şiir oldu,bu yapbozu birleştirmek de okuyana kaldı.Ama ortaya çıkmasını umduğum tablo karamsar bir tablo değil kesinlikle.Şöyle tarif edeyim:okuyan hayatta olan sevdiklerine bakıp şükür Rabbim deyip,bu şükrü haline,onlara tavrına yansıtsın yeter. Yıldızların arasında toprağımız ufaktı, Oysa toprakta göğe bakan bir tek göz bile yoktu. Yıldızlar benden uzaktı Bir baktım; Gözüme altın bir damla gibi aktı Yakındı ışığı... O kadar çoğaldı, o kadar uzadı ki bacalar Saçlarından asıldılar, Eğildi başlar, Sulandı topraklar... Küflenmiş kaldırımlarda geçen ömür Uyur uyanık anılar, Tomurcuk gül soluyor minik eller nasır içinde Geç kalmayı yüze saçıyor ömür Anladım ki göze inen sisler, Göremedik yıldızları... Sabahları taze süt gibi beyaz, Akşamları kadınların esmer teninden ılık, Geceleri üzüm salkımları gibi yıldızlıyken hava Düştük yatağa! Kan geliyor boğazımızdan. İçimde ıslak bir toprak, Kulaklarımda kazma sesleri... Perdesiz pencereler... Pencerenin dışında yıldızlı geceler. Ömür geçmiş giderken İyi bak yıldızlara, Onları göremezsin bir daha... Karanlık; Ay ışığı düştü ve dedi; Madem aklında ışıklı gece var Benden izin sana Sev sevebildiğin kadar... |
bazı yorumcular girişi dağık bulmuş katılmıyorum, bu dağılmışlık haleti ruhuyesi şiirin bütünüyle çok iyi uyuşmuş. temasında bir dağılmışlık varken şair onu kafiyelerle ve sıralı düzenli anlatamaz ki, bunu seslendirmek isterdim...