Rıhtımda ayak izidudağı anason kesiği … gölgeler kararır sandalın dizinde kirpiği okyanusa kürek çeken dalgalar devirdi nemli ağustos ayı rıhtımında ayak izi geceye nazır kükredi yedi kule zindanlarına kükredi deniz içinde ki ateş buz tuttu teninde koy’un ve ıslak kum tanesiydi avuçlarında üşümeli cenin kadar korunaksız/ kartal kadar vahşi sokuldu! sokuldu usulca ana rahmine dağların taze gelin gibi açtı eteklerini süzüldü…!süzüldü/ kuğu gibi çarşaf- çarşaf maviliklerini sürdü asi tenine toprağın rıhtımda ayak izleri geceye nazır gecenin soyka zamanları yıldızlar cilveleşiyor birbirleriyle derin iyot kokusu yalıyor tenini toplamış saçlarını ak/deniz kokulum …ve ben sana uyanmışım ve ben sana yanmışım ve ben sana … çentik çentik işlemişim aşkı kırk yerinden dişliyor belki yaralarını aldırma sen diz çökmüşüm yurduna -mutluluğa/aşk’a - rıhtımda ayak izleri geceye nazır sen/ben ve sen devleşiyorsun Ümmü AŞCI |