Ölüler Siyah Giymez
şövalyeler çekip kılıçlarını yürüdüler
asma yapraklarının kırık dalına bakıp bir yosmanın kuyruk falına zayi oldu küçük ordular mavi yolun kırık türküsü tükürüğü seymen faslında tepinerek ertelemeler verdi yarın yine yarın yine fısıldayıp sarıdan soğutmak için tenini çin yelpazeleri istedi yatıştırıp bu kulvarın ritmini sevinçle haykırdı kırmızı odalarda lambalar ateş dolu geceler uykusuz sevgililer ölüler siyah giymez boşaltın bizi ulvi beyaza aksın sonsuza lakayt döndürsün yıldızlar tanrılı ellerinde o ışıltılı şehri ufalayıp sürsün manayı gidişlerimizin en sessizine küçük bir yermiş askıda ışık havada an ve kaybolup gitmek başka bir zamana asıp boynumuza aşklarımızı dolanmak lacivert bulutlara. |
aslında okudum belkide bir kaç kereden fazla tatilin yorgunluğu yola çıkma yorgunluğu yorumu yarın yazayım dedim ama...
şiir gel bak bana diye ısrar eden cinstendi...
heleki içinde mavi heleki içinde lacivert varsa...
kalemi kutluyorum yorgunluğa rağmen kendini okutturuyor)))
saygılarımla