BEN YUSUF'SAM
Senden önce nereye gitsem
Gördüğüm ben değildim Senden sonra nereye gitsem Gördüğüm bendim Kör karanlık kuyuda mahkum yusuf’tum Züleyham oldun Işığım oldun Umudum oldun Ben kendimi öldü sanıyordum Kendimi hiç görmüyor, tanımıyordum Üstelik aynalarda beni bana göstermiyordu Bir yanım zifiri karanlık Bir yanım ay ışığı gibiydi Sen doğdun Ben dünyaya geldim Ben sen oldum Sen yusuf’a hasret züleyha oldun Yusuf ömrünü adadığı züleyha’sını bekledi Züleyha ömrüm senin dedi Yusuf bir ömür yetmez bin ömrüm olsa Züleyha’ya ömrünü feda etti Ateşklerde yandım Küle karıştım Savruldum Rüzgara bulandım Sevdam sar beni, kaybetme gözlerimi Ellerimi tut, üşümüşler Üşümüş ellerim Hava soğuk değil Neden üşüdüler ellerim Gecedir rüzgar getirir ellerini Tutarım Öperim, koklarım Sıcak ellerini Bırakmam Hiç bırakmam ellerini Sen yeter ki tut ellerimi sevdam Dudakların kiraz gibi kırmızı Dudakların çatlamış Dudakların kendini bağışlar mı bana Gecedir rüzgar getirir dudaklarını Nefesini içime çekerim Öperim Kırmızı kiraz dudaklarından Dudakların İncir reçeli gibi İncir reçeli gibi tatlı sevdam İncir reçelini bilir misin ? Bizim bahçede bir tane incir ağacı vardı Annem toplar bana reçelini yapardı Ordan tadı damağımda kalmış sevdam Dudaklarının tadını ordan bilirim ben Senden önce nereye gitsem Gördüğüm ben değildim Senden sonra nereye gitsem Gördüğüm bendim Kör karanlık kuyuda mahkum yusuf’tum Züleyham oldun Işığım oldun Umudum oldun Zindanlar yusuf’u bilirler Yusuf’un zindanlarda direnişi züleyha içindir Tek dileği züleyha’sına kavuşma arzusudur Zindanlar karanlık Zindanlar korkunç Zindanlar ölü tenler kokar Yusuf orada yatar Züleyha’sına hasret Ey zalim dünya Kaç karanlık örteceksin Kaç barikat kuracaksın Kaç zindana yusuf atacaksın Kaç züleyha’yı yusuf’undan ayıracaksın Aldırmam zalimliğine dünya Aldırmam zulümlerine Ömrümü adadım sevdama Karşımda diz çökeceksin Bedenimi çürütebilirsin Ama kalbimi öldüremiyeceksin Kalbimi zindana atamıyacaksın Kalbimi mezarlığa çeviremiyeceksin Ben yusuf’sam Züleyha’mı benden ayıramayacaksın dünya İbrahim DALKILIÇ |