son aşkeski bir türkü dinliyorum yeni bir bana söylüyor şaşırıyoruz. birlikte… avuçlarımızdan vaktiyle kayıp gitmiş kederli bir ömür aşırıyoruz gizlice. el ele tutuşuyoruz… küf kokan köprü. söylüyor türkü dinliyorum. inliyor kader ancak ürkeklerin acziyle kükrüyor sadık türküye. vah… “çekip alamazsın ellerimi tutunduğum şu alnın kalın çizgilerinden!” yeni ben. eski türkü. yani biz. hayatımızın karnında tadını unuttuğumuz bir dürtü ve bakışların… aklımızda… mazimize doğrulan ucu sipsivri törpü. ürkek kaderi sevmiyoruz biz dediğim… yüreğim ve ben. vefakâr türküye evet. evet dediğim… dilimde bir türküyle seni sevmeye geliyoruz can. bir ara gülümsemişiz bile bunu oradan anladık; garson kızın gür kirpikli aynasından. kalın kaşlarının altındaydı nemli bir yeşillikti berraktı tabii ki isteriz bir tane daha. lütfen… aynısından. sonra kalkıp çıkıyoruz mevsim kış. yağış. kaldırımlar kaygan belli ki aşk az evvel atıştırmış. heyecandan duymamışız. garson kızın işsiz. başıboş. yine de gamsız ayakları sonradan anlattı olanları. meğer... kader kederli bir çığlık atmış arkamızdan yıkılmış Miko kafe. ağlamadık. ağlamayacağız. çünkü… artık al gelincik tarlasıdır o yaslı enkazın üstü. JD |
"eski bir türkü dinliyorum
yeni bir bana söylüyor
şaşırıyoruz."
bende kalan dizeler... Edip Cansever'den bende kalan dizelerin yanına koydum.. öyle yakıştılar ki.. şiir de öyle..
selam, saygı ve sevgilerimle...