SÜRGÜ...
dedi ki
şiiri yüreğine giyen adam kaç duygunun aşiretine çözdüm göçlerde konaklayan mısraları. dere sularında bulutları yıkayan kızlar dağ yollarında nergis/lere aşık delikanlılar gördüm. düşlerin hain töresinde yalın ayak çocukların, oyuncak kayıklarına bindim gün aşırı ve çalıntı aşkların tutanaklarına yazıldım biten bir ömrün sabahı.... sormadan sorgulanamıyor ki dedi hayat kırmızı bir yarayı onarmaktan aciz ve kaybedilmiş hayalin ardından bakmaktır sessizliğin tarifi.... acıkırsam bir dilim ezgiyi sürer sevgilinin kokusuna ve bir bardak geceyide doldururum yanına aramam başka bir tadı bir de yeşil yapraklardan çekersem armonik sevdayı keyfimin kıyısında kaybolurum bir vuslatın göz kapaklarında... kimseyi istemem dedi gördüğüm gölgelerin sarkacında benim sözcüklerim var parmaklarımda dağları barındıran kimselerin bilmediği beşinci iklim/lerim yanar kirpik ucumda hayretlere düştüğüm çocuklar oynar şiirlerimin geveze/liğinde yani anlamaya çalışmayın beni benim gözlerimde görünmez yargılan/dıklarım tek tabanca ateş alır yalnızlığım yinede soğuk nehirlerin hırsına ağlar tuhaf berduş yanım.... kıyametim çoktan ezel/ime yazılmış dedi ardımdan açmaya çalışmayın kapalı tutkularımı sürgü benliğimle çekişmiş ruhuma artık rüzgarlarla dinleniyor bedenim..... |
yüreğinize sağlık şair...