GECE ŞİMDİ GELDİ....
hayata suskunca seyirci kalacağıma
avazım çıktığı kadar bağırır böylece hayatı kendime seyirci bırakırım ki hayat benle dalga geçeceğine ben hayatla dalga geçerim........... gece sınırı olmayan zaman....... yatağın aynasız kısmında içi sararmış saatin horultusunu duyuyorum göz/kapaklarıma değen ırmağın şırıltısında duvardaki oynaşan tavşanda ruhum geçitsiz sokağın huzursuzluğunu iliklerime kadar hapset/mişim ve hissediyorum penceremin buğusunda oynuyor anılar.... yandaki kadının ayine çalan sesi çıldırış/ın öteki yüzü sanki örselenmiş kabustan arta kalan bir et parçasının son isteği gibi.... kapı ardına kadar kilitli bir karanlık ne bu yarası kanamalı gece sarhoşlar acılarını kusarken kaldırımın geçmişine sevimsiz bir öğüt verir gibi birbirlerine.. gece sınırın orta yerinde... kuşluk vakti adlı meyhanenin duvarlarında hiçbir şeyi olmayanların resimleri asılı altlarında isimsiz şiir artıkları ve masalarda hayali sohbetler var. çalan müziğin melodisi ölümün ölümünden sonraki gün dışarısı felaketten esaret ve mum ışığında aşk paylaşımları geçidi başlıyor... gece sınırın bitişinde.. şimdi kartpostallara sığdırılmış bir şehrin eski halinden bir parça insan getirdim acısı hayali vaziyette ama yüreğine kadar sancılar devrilen aşk kadar yakıcı aşk kadar mucize bu gece... ve gece sınırın öteki tarafında!!! |