karanfil kokusuorospu kaldırımlar adımım hangisinde kalsa hıçkırıklı gülüşlere gebe satılık gölgelerin mum ışığında adı lanetli adaletin çınar dallarında asılı bacaklar silkelesem kulaklarımı binbir gece çığlığı sakinleri uyanır sen kadınsındır da ben insan olamadım Yaradan piç gözleri bağışlar mı bilinmez masallarından koparılmış meleklere el-alem’ler bekçilik etmeye meraklı aynalar parçalanmadıkça maviler bırakmaz yerini mora kan oturmuş alınyazınıza bir deri bir kemik kalırcasına ufalan ufalan bu görünenleri bir de görünemeyenleri var ki sormayınız toprağa dönsen ete çarparsın ete dönsen cehenneme aklı kalbine tezat binlerce virüsün içinde eriyor orospuların gözbebekleri ruhum sarsılıyor tebessümleriniz de siz öldüğünüze inandıkça cadı kazanından dağılırdı karanfil kokunuz fersah fersah uzağız kalınız orda huylu huyundan vazgeçmedikçe سَلَامٌ عَلَى نُوحٍ فِي الْعَالَمِينَ Selâmun alâ nûhın fîl âlemîn(âlemîne). söyleyiniz ve sakınınız yılanla akrebin zehrinden kaldırımlara düşen siz değilsiniz üstünüzden geçip giden insanlığımız... *selâmun : selâm, selâm olsun alâ nûhın : Nuh’a fî el âlemîne : âlemler içinde* |
ete dönsen cehenneme
/
siz öldüğünüze inandıkça
cadı kazanından dağılırdı
karanfil kokunuz
/
... kibirle sürüldükçe insanlık, zavallılıktır biçilen.
tebrikler