sırtımı yaslamışım gurbete ateşle oynaşır gözümde hüzün ince bellimde zahterim dilimde he gülümlü bir türkü hey babam hey kim tutar beni yağmasam da gürlerim
çıkar yerleşirim az sonra bir buluta yeryüzüne tepeden tepeden bakarım nesimi’ye verir geçerim bir selam orada sıkıysa bulun beni hadi susturun bakalım
yaz gününde gribim bir tuhafım garibim annemi getirin gidin hepinizi yakarım
ayaklarım hafif bana başım bedenimden ağır yürüdükçe büyürüm eğilir önümde dağ düz olur bayır bastığım sular tutuşur yanar vallahi cayır cayır
kulun az olduğu o tenha yerde bilmeceler soruyordu dün ak saçlı dede saz yanıt vermez dedi rüzgâr “tel bozuk” benden önce dolarken tenime toroslar’da dibe vurmuştu sözü katli ferman bir deli bolu dağları kulağından tutmuş getirmiş adaleti köpürürken sular dedem yine ünledi “bre gafil hangi tohum yere düştü bitmedi” boynunu büktü toprak gıdım kopya vermedi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gribim şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gribim şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
kulun az olduğu o tenha yerde bilmeceler soruyordu dün ak saçlı dede saz yanıt vermez dedi rüzgâr “tel bozuk” benden önce dolarken, tenime toroslar’da dibe vurmuştu sözü katli ferman bir deli bolu dağları kulağından tutup getirmişti adaleti köpürürken sular dedem yine ünledi “bre gafil hangi tohum yere düştü bitmedi” boynunu büktü toprak gıdım kopya vermedi
girp geçerde bu mısraların etkisi geçmez...Bozkırda bir bilge dede ile söyleşen bir çocuk var sanki mısralarda...ve çok doğru toprak kopya vermez....Çalışır anlarsın toprağı...Anlarsan seni yeşertir boy veirirsin ansızın...İnsanlık adına...
"Bolu dağları kulağından tutup getirmişti adaleti" şimdi ben Aynur Baş a Yörük bakışlı mı desem , Türkmen duruşlu mu desem..ne desem bilemedim...en kısadan o bilge dedelerin meşhur sözünü söyleyeyim...Heyyy gidi heyy hey
kimbilir belki de çok eskiden günübirlik oynadığım tetris oyunundan bulaştı bana bu yap-boz gribi dar çerçevede nafile gelip gitmeler başlamadan bitmeler aşkın da, dostluğun da içine etmeler gezdim-tozdum, ezdim-büzdüm, yaptım-bozdum sizler gibi
ben Allah'ın garibi ve daha yarısında yolun daha bir fincan kakaonun sudan da beleş olduğu varoşta, semt kahvesinde emmioğlunun (fal bakarken pişti kâğıtlarıyla, gelecekteki aşk yaşantıma dair) nedendir bilmem..bir anda damarlarımda dolaştı koz gribi
A de bakayım : A bi(r)de Y de : Y şimdi bi(r)de I : I oku bakayım : A Y I kulakları çınlasın rahmetli Barış Manço'nun.. lâkin günümüzde öyle bir insanoğlu ki armudun en kötüsünü dahi yiyebiliyor bana kalırsa Pekin'de bir kış uykusu kadar derinden ve yavaştı panda yavrularının kıçında pür-telaştı kutuplardaki nitekim fokların peşindeki kar ayılarına dek dalaştı boz gribi
polenler uçuşuyor bahar zamanı rüzgârda çiftleşmeye iştahla hazır polenler vay başıma gelenler ah ule(y)n ah ule(y)nler (ki bir eski Türk filminin repliğinde kalmış) ve gülkurusu akşamlarda yüzümden dökülenler nasıl da ah nasıl da bir olup polenlerle yağmurlardan da evvel dağları aştı bir fırtına öncesi sessizlikte toz gribi
ardından gülmeler, güldürmeceler atmacayı kanı için öldürmeceler bilmeyene, haddini bildirmeceler bu arada, bir şarkı var sırada Cengiz Kurtoğlu söylüyor: -hain geceler-
'' Geceler düşmandır, bundan sonra bana Yaşamak artık haram sensiz buralarda Hayaller kurardık, günlerce başbaşa Seni alıp götürdüler kaldım bir başıma
Kadehlerde mutluluğu aradım günlerce Tek dostum meyler oldu sensiz gecelerde Düşenin dostu olmaz derlerdi inanmazdım Senden başka kimseyi yar sayamadım
Derdime derman meyler, Dilim ismin heceler Seni benden aldılar, hain geceler Güneşin doğduğu günler, Yaşamaktan da beter Sana nasıl kıydılar, hain geceler '' ...
sanki dinlediğim anda taştı, duran bağrımda ağlamaklı hallerimdeki poz gribi
derken çocuk çağlarım sınıfımı geçmişim de bisiklet almamış babam söz vermişti halbuki farzedin bir köşede doyasıya ağlarım farzedin yaz aylarında arkadaşlarım oyunlarda yağ satarken, bal satarken çocuk şarkılarıyla..öylesi mutlu ben elimde bakır güğüm.. tren istasyonlarında soğuk su satarım bilmem ne deryasıysa, hangi gönül yaylasıysa? aslında daha o yaşlarda,tutunmak için hayata çırpındığım bir savaştı düşlerimi donduran yoksullukta buz gribi
hani demiş ya şair '' ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle..'' sahi ben de ağlasaydım bir çift kahve göz ile sel misali çağlasaydım yine de duyar mıydınız sesimi mısralarımda dokunabilir miydiniz gözyaşlarıma ellerinizle hayır! ne sesimi duyardınız ne de dokunabilirdiniz gözyaşlarıma ayyaştı herbiriniz, kalleşti elleriniz nadasa bıraktığınız düşler kadarı ile kokuşmuş bir yürekte leşti hayalleriniz ve elbette göz pınarlarınızdan süzülen kanlı yaştı -hemen sonra Van Gölü'nden- bir ülke coğrafyasındaki tuz gribi
aşk defterlerimden, anket defterlerime.. uzanıp ellerime, nasıl koyabilirsin kendini benim yerime? sen hiç ıssız bir yürekte kalmadın ki ıssız bir adada kalmışlığına bedel Robenson Crouse'un.. ki soy isminin üç harfini (BAŞ-KA DA YOK ZATEN) almışlığım var yanıma * BAŞ gel de gör..ta ötelerde oynarken üçmaymunları sırtındaki sevda yüküyle bir yunus.. rakı soframa değin ulaştı muz gribi
çan çin çon dediler önce -Çin gribi- dediler Çin'den geldi dediler oy,çekik gözlerine kurban olduğum Çin Seddi ne güne durur? üç aşağı, beş yukarı üç-beş aşağı, yukarı avuç açıp da göklere yok muydu hiç yakarı?
keçi inatlıydılar kuş diliyle konuşup kendi aralarında -kuş gribi- dediler kuştan geçti dediler leylekler mi getirdi yoksa koca bir yalan.. üç yukarı, beş aşağı üç-beş yukarı, aşağı Ömer Seyfettin/Kaşağı tımarlandık onca zaman biz sipahi uşağı Maraz Ali kuşağı
dayı olmak iyi de kabası var işin bir de kabadayı hesabı.. başımızda nice insan kasabı nice parababası, çayırağası.. meğer büyük balık, küçük balığı yer imiş yenilen pehlivan ise güreşe doymaz imiş yemesi var imiş meğer işin yemesi-içmesi var imiş zira yaşam denizinde yüzerken onlar önde -o adam dediklerimiz..dayı bildiklerimiz- paletler altında kaldı bütün insanlık
* oysa insan müsveddesi olmak hiç kolay değil
şimdi sol yanımda vurgun..omuz gribi yoktur hiçbir şiirimde domuz gribi
...........
/ bir adın da Hiroşima olsun ya senin de & sende ölen küçük bir kız adına /
ömrümce saygımla
[mamy ex]
mamy ex LLL tarafından 7/26/2013 3:20:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
teşekkür ederim....beni yücelten de sen oldun ya bir zaman...seni çocuk kalbinde saklayan da ben oldum ya...bil o halde sen de daima ve hep sevileceksin...Hiroşima'da ölende, ben de..(o küçücük kızın ölümsüz yüreğinde) ustam, eyvallah....
İlk cümle şımartır gerçi :) ama diğer değindiğiniz hususlarda, yazarken gösterdiğimiz özenin takdir edilmesi kaleme şevk verdi usta. Çok teşekkür ederim. Selam ve saygım ile.
Mükemmeldi dizeler beğeni ile okudum
Yüreğin kalemin daim olsun
_____________________Saygılar