AKIŞgözlerine salıp yol bulamayan şiirlerimi alıp çıktım sokağa dudaklarım olmasa sokağa akacaktım akmamak için dudaklarımı yedim. sonra bir belediye otobüsünün orta kapısının yanındaki koltukta dudağım kalmadığı için otobüsün camından caddeye aktım insanlar bakmıyormuş gibi yapıp bana baktı ben görmedim saat gece yarısıydı aktım meğer otobüs beklerken durduğum kaldırımda caddede akan kendi göz nehrimmiş içine dalınca anladım. içtiğim iki kadeh ucuz kırmızı şarap ben zil zurna hüzün iliklerime kadar ıslandım sana baktım senin ayakların bile ıslanmamıştı kıskandım Geceydi Örttü beni acıyı akışı bulanışı canıma okuyan zalim bir baş ağrısı yüreğimde bir hançer saplanışı örttüm geceyi gözlerimi kapattım. ıslanmamış ayakların gözlerimde b/aktım aktım aktım şaziye |
mum gibi eritip akıtır,sonrada buz gibi dondurur.