ŞAİR-ŞAİRE
İçinize sevda düştüğü zaman
pınarlar canlanır dillerde, yılan olsa karşınızda hançer olur sözler... İçinize ayrılık düştüğü zaman dilden değil, yürekten damlar tane tane tuzlu bir su Gerek yok denize... İçinize nefret düştüğü zaman kalın duvar çekilir der ki umutlarım var açılsın pencereler... İçinize AŞK düştüğü zaman Dilinde canlanır cümle kelamlar bir mısra canlanır kelamım şaire.... ..........................selam olsun tüm şairlere.................... |
ne ben gittim onun şiirlerine
ne de o geldi benim şiirlerime
biz birbirimizin sayfasında
-az-dık öylesi
gözucuyla bile olsa baktım yazılarına
çevrimiçi olmasa da aktı dizelerime
biz öyle açıktan açığa değil;
* fakat casus duygularla
birbirimizin sayfasına sızdık öylesi
ne vakit bir bayan üye
methiyeler düzse bana, yorumsal olarak..
ve yahut bir bay üye yazsa, yaz/ıl/sa ona
anasayfalardan şiirler assa..
(sanki yürekte korlanmış közdük öylesi)
kısa mesaj yoluyla hakaretler yağdırıp birbirimize,
ah..yangının da böylesi
biz birbirimizin sayfasında birbirimize ne çok
kızdık öylesi
şairdim, şaireydi
ömrün daha ilk yazında birleşmişken yollarımız
kardelen beyazında tutuşmuşken ellerimiz
...derken //..............? (yüzünden)
zindan oldu yıllarımız
biz kendi sayfamızda '' aşk '' demişken bir zamanlar
umudu işlemişken..(serbest,akrostiş,hece..)
neden sonra birbirimize nispet yaparcasına
ele, aleme, el/aleme ithaf şiirleri yazdık öylesi
şimdi ne çok anlıyorum
'' yalanmış meğer '' diyorum
hani ya, güneşi andıran yüzdük öylesi
şairleri kıskandıran sözdük öylesi
hani ya, o en masum hisler ile namuslu
sevdanın derininde özdük öylesi
şairdim, şaireydi
biz birbirimizin sayfasında birbirimizi ne çok
üzdük öylesi
ağır lafların altında ezdik öylesi
gayrı şimdi canımızdan bezdik öylesi
** bir çocuk sobesinin -şak- eden sesinde biz
mızıkçılık ettik de taş kalbimizle / birbirimize öyle..
bu mutlu düş oyununu bozduk öylesi
şairdim, şaireydi
hayat denizinin acı sularında
yüzdük öylesi..
Ercan.