BİZLER BU ÜLKENİN KAYBEDİLMİŞ NESLİYİZ
Çayı kıtlama içen bir toplumun
Aşkı kıt kanaat yaşayan çocuklarıyız. Bu yüzdendir mahcubiyetimiz Bu yüzdendir yere bakmamız. Art niyetimiz yok inanın bize Boyuna ince iş düşünmemiz Bundandır sadece görmemezliğimizdendir Çıplak bir bacağı yahut kolu görünce Ağzımızın suyunun akması çeşme misali Abazalığımızın tavan yapması doymazlığımızdandır Kalın ve kapalı bir geçmişin çocuklarıyız Hava almayan ve özgür olamayan Konuşamayan ve konuşturulmayan Ve hep ‘Sus sen çocuksun Aklın ermez bu tür şeyler e’ diye hapsedilen Çarşıya çıkınca ‘Aman evladım sağdan git’ diye rotası çizilen Bir yere gidince ‘Aman çocuğum ulaşınca ara’ diye takip edilen ‘Kimseye karışma sakın’ diye tembihlenen bir neslin çocuklarıyız Dışlanan horlanan ezilen bir nesiliz öyle tuhaf bakmayın bizlere Bizler de bilirdik gezmesini eğlenmesini Ve tam olarak da olmasa hani yâri yarım öpmesini Bizler de bilirdik sevmesini sevilmesini ve aşkı meşki… Yapmadıksa bütün bunları bilmediğimizden dolayı değil Aldığımız terbiyeden dolayıdır Siz yine inanmayın buna kanmayın bana Yargılamayın bizleri sakın hüküm vermeyin hakkımızda Haksızlık edenlerden olursunuz hakkı gasp edenlerden… Masumuz hepimiz bir kuş yavrusu gibi Bir kış uykusu gibi ağırız ve hazırız ayağa kalkmaya Haykırmaya ‘Bize karışmayın!’ diye. Çiğnediği sakızı yemenisinin üzerine koyan Büyüklerinin yanında yemek yemeyen Konuşmayan ve ayak ayaküstüne atıp oturmayan Bir devrin çocuklarıyız mahcubiyetimiz bu yüzdendir Asla ve asla kızmayan kimseyi eleştirmeyen Kötü olmayı göze almayan İşim düşer umuduyla haksızlığa ses çıkarmayan Kendisine yapılmadığı sürece hiçbir yanlışa itiraz etmeyen Haklı da olsa susan bir neslin sessiz ve sakin çocuklarıyız. Arkadaşın manitasına yenge diye hitap eden Mahalledeki kızlara bacı gibi bakan Her saat futbol konuşan ve aşkı mektupla yaşayan yaşatan Ve elindeki somunu ortadan ikiye bölüp paylaşan Cebindeki üç kuruşu hesaplamadan çay ikram eden Nevi şahsına münhasır bir devrin çocuklarıyız Plastik topun peşinde naylon kramponlarla koşan Siyah beyaz filmleri hasretle arayan Soğanı ortadan ikiye kırıp cücüğünü yiyen Ve ağız dolusu küfreden bir neslin çocuklarıyız Kınamayın asla bizleri, sınamayın bizleri Kuru ekmeğin üzerine tereyağını bir sürme gibi çekip Üzerine toz şekeri bolca boca eden Ve en büyük mutluluğu bunda bulan Kanaatkâr bir neslin savurgan çocuklarıyız Mahallenin namus bekçiliğine soyunan Kavgaya gözü kara atlayan üstü başı toz toprak içinde kalan Kafasında kırığı kolunda çiziği bacağında sıyrığı olan Sigara izmaritiyle hava atan bir neslin çocuklarıyız. Aynı tasta su içen aynı derede yüzen Aynı takımı tutan aynı tabakta yiyen Aynı mekâna takılan aynı espriyi yapan Birbirinin aynı olan insanların çocuklarıyız Farklılık beklemeyin bizlerden Biz bu ülkenin çocuklarıyız Ülkesine dil uzatıldı mı deliye dönen Bayrağına yan gözle bakıldı mı kafayı yiyen Sağ olsun sol olsun, doğusu olsun batısı olsun Kutsalına ters söz söylendi mi kükreyen Bir neslin boşlukta kalan çocuklarıyız. Bizler bu ülkenin kaybedilmiş nesliyiz Bu yüzden hor bakmayın bizlere… |