Tan
üçe kadar sayıp yalvardı
balçık kıvamına yazı yazabilir batıra bilirdi suskunluğunu önce ses yuvarlandı çarpa çarpa giyindi yansımasını nasıl anlam verebilirdi o büyük ağırlığa figanı yunus değildi havasızlık içinde sertlik ağzına sığmıyor hafi değil kapalı değil açık değil biraz değil şakacı değil gece deliklerini yutan nöbetler azalarak iniyor tan daha üstünü yaratan tılsımının ucuna şekil vermiş olağan bir karınca yürüyüşü umut asla eski yüzünü göstermeyecek bulutlar hazırlanıyor geleceğe dönecek kimin yarası varsa ona acı emen ışığından verecek pembeli tebessüm kuyusunda boğulan ölüm tutanağı içinde durgun ve kızgın sonsuzluk yıldızının kalbini yakmak için okunacak son harfler. |