ŞEHİRSEL AĞIT...
neredesin düş yalnızlığı
kehribar kokusu,hala duruyormu odanda............. valizin iki yanındada, karışık cümlelerden, mor ve eflatun rengi vardı.. yüzüne düşen, lambanın gölgesi, yağmura hazırlanıyor gibiydi... ve rutubetin, istila ettiği odanın, duvarında asılıydı, siyah beyaz bir resim... saksıda, günlük hayaller çiçeğinin, yaprağına değiyordu suskunluk... pencerede, buğusuz bir kir, havada, sıcakla,nem sevişiyordu... koynundan çıkardığı, ucu yanık mektubu, okuyası vardı, ama gözleri, ihanet ediyordu ona... ellerindeki titremeyi, yumruk yaparak saklıyordu, ve yandaki evden gelen, inleme sesleri, büsbütün sabrını deşiyordu... ve perde kapandı, oyunun figüranı, başrolde selamladı, savaşçı tanrıyı.. ağlama dedi, hatırı sayılır yalnızlıklara, sarmaşık, eğilip öptü dudaklarından, ve utandı, hoşuna giderek usulca... valize, öylesine doldurulan acılar, vedaya bile gelmemiş sancılardan, hükümsüzce uzaklaştılar.. gidenin, kadın olması, yada erkek, bu şiiri, olgunlaştırmazdı, gerisi, boş kalan bir odanın, çare bilmez sürgünleriydi... |