“DURAN ADAM” MASKARALIĞI
(Yürümeyi ve kalkınmayı bilmezlere…)
Kalkınmayı kıskandı, gezi parkı bahâhe Marjinal gruplarca, Taksim’im ören oldu. Sandıktan, ihtilâldan… Ümidini kesenler İçte/dışta şer güçler, tuzağın kuran oldu. Yaptıkları aynı şey, asırlarca/yıllarca Kurulmuş birer plak, şer güçlerce/ellerce Ağaç bahânesiyle, haftalarca/günlerce Kutsalıma küfredim, halkıma üren oldu. O inanmaz eleste, onu bağlamaz akit(*) Mânâya değer vermez, aklı/fikri hep nakit Halka tepeden baktı, beğenmedi bir vakit Aydın geçinen câhil, milleti yeren oldu. Attığını gül sandı, attığı bize okken Birden bire kudurdu, karnı/sırtı pek tokken Halktan ümit kesenler, ortada sebep yokken Dış güçlerle birleşti, arkadan vuran oldu. İstismar edeceği, hiçbir konu kalmadı Halk kendine gelince, boşa davul çalmadı Atılan temelleri, hâfızası almadı Siyâsi taassupla, hizmete firen oldu. Konan onca engeli, birer birer aşarken Hem maddeten hem mânen, kabuğundan taşarken Demokrasi içinde, halk huzurlu yaşarken O güzelim ortamı, bir anda geren oldu. İçi kin/nefret dolu, tabip kalbini yarsa Antalya’dan, Sinop’a, Edirne’den tâ Kars’a! Taksim’in etrafında, kamu/tüzel ne varsa Yaktı… yıktı… devirdi… mahluklar “duran” oldu… 25/06/’13 Hanifi KARA (*) Elest: Kâlû belâ, ruhların Rabbine söz verdiği zaman… |
vesselam..