0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
720
Okunma

caddeler ve sokaklar
ruhuma ağ örüyor,
zaman uzaklaşıyor benden,
küçük eldivenler giyen
o sivri, ince parmaklı çocuk,
el olmaya başlıyor
yaşama serpildikçe,
melez duygular
damga vuruyor,
küçük tatlı rüyalarla
dolu sevimli dünyama,
doğrularım değişiyor
yalanlar şişirdikçe gözlerimi,
ve ben büyüyorum
zaman yüzümü toplarken,
eşit değil artık düşündüklerim
hayatın çılgın havasına kapılmış.
acılarıma yelek giydiren
o sabır delindi,
şimdi ;
ağzı kavun kokan
kül rengi saçlarımla,
yamalanmış kırışık bir pantolonun
üzerine giydirilmiş
yanık bir gömlekle bakıyorum
uçup giden ömrüme.
büyüklüğüm eridi
hiçbirşey başında ki gibi değil,
ölüm kucağıma bırakılmış
bir güz hasadı gibi durdukça,
nabzımdan korku taşyor.
elimde ki kadeh de titriyor cesaretim
ne akıl kaldı ne nizam
göz kapaklarıma kalın bir duvar çökmüş.
beni yok eden
o mukaddess ele sesleniyorum;
yıllarca ihanete uğrayan
öfkeyle beslenen zamanlarıma
neden;
şerbet içirmedin.
hiç mi vicdanımın hatırı olmadı.
ve ben kurumuş bir denize döndüm.
ağlayarak gidiyorum
bu yalnışların dünyasından.
5.0
100% (1)